02

3.4K 371 55
                                    

|Jeon Jeongguk|

Busan / Gijang

Jeongguk'un Evinden Çıkış

Saat: 08.56

Kapımı çekip anahtarı çevirdiğimde kafamdaki bereyi düzeltmiş ve yürüyerek evimin yakınındaki karakola ilerlemeye başlamıştım. Bugün görev günüm olmadığı için sivil giyinmiştim. Birkaç işimi halledip geri evime gelecektim. Cebimden çıkardığım sigara paketi ile bir dal yakıp dudaklarımın arasına yerleştirmiştim. Çok sık içmesem de arada kendimce yapıyordum kaçamaklar.

Karakola yaklaştığımda sigaramdan son bir nefes çekip sigara izmaritler için özel koyulan kutuya ilerlemiş, sonrada karakola yönelmiştim. Nöbet tutanlara selam verip merdivenlerden çıkmış, otomatik kapıdan içeri girmiştim.

Masama oturduğumda adıma gönderilen e-postalara göz atmış, dünkü kaçırılan çocuk soruşturması için gönderilen kamera kayıtlarını açmıştım.

Elimi çeneme koyup gözlerimi kısarak izlemeye başladığımda Bay Kim'in telaşlı hali girmişti ilk görüş alanıma. Deli gibi etrafa bakıyordu. Bu kayıt kısa sürmüştü. Diğerine geçtiğimde, siyah maskeli ve siyah giyinimli birisinin küçük bir çocuğu kucağına alarak koştuğu görünüyordu. Hemen arkasından koşan Bay Kim'de sonradan girmişti görüş alanına. Üçüncü kayıta geçtiğimde Bay Kim'in söylediği gibi aracın modeli Chevrolet Impala'ydı. Busan'da çok nadir bulunurdu. Birkaç soruşturma daha başlatıp bu modeldeki arabalara sahip olan kişilerin isimlerini çıkartmalarını istemiştim.

Dün gece doldurdukları formu inceledikten sonra adresinin fotoğrafını çekip karakoldan çıktım. Bir taksi çağırdıktan sonra ona adresi gösterdim ve ilerlemeye başladı. Ona telefonunu vermem gerekiyordu. Büyük ihtimalle ailesini aradıktan sonra tekrar şarja takmıştı ve sonrada unutmuştu.

Taksi durduğunda ücreti ödeyip aşağı inmiştim. Küçük bir bahçeye sahip, modern bir evle karşılaştığımda derin bir nefes alıp demirden olan kapıyı açıp, ardımdan kapatmış ve renkli taşlarla oluşturulan yoldan yürüdükten sonra beyaz bir kapıyla karşı karşıya geldim.

Beremi düzelttikten sonra zile bastığımda birkaç dakika geçmiş sonrada kapı açılmıştı. Karşıma dağınık saçları ve siyah çerçeveli gözlükleri ile çıkan Bay Kim'e gülümsemiş ve önünde eğilmiştim. "İyi günler Bay Kim, ben.." Elimi cebime atıp telefonunu ona uzatmıştım. "Karakolda telefonunuzu unutmuşsunuz. İhtiyacınız olur diye getirmiştim."

Benim neden burada olduğumu kısaca sorguladıktan sonra şaşkın ifadesinden çıkmış ve teşekkür ederek telefonu almıştı. İşimde bittiğinde ne gitmek için hareket etmiş, ne de gözlerimi şaşkın bakışların çekebilmiştim. Gözlerini kapatıp kafasını iki yana salladığında elini saçlarına atmıştı. "Ben üzgünüm, bu aralar dalgınım. Lütfen, içeri geçin." Sanki bunu bekliyormuş gibi tekrar eğilmiş ve içeri adımlamıştım. Kahverengi laminantlara basa basa salona geçmiş sonrada geniş koltuğun ucuna oturmuştum.

"Bir şey içmek ister misiniz?"

"Şey, sade kahve güzel olur."

Kafasını salladıktan sonra salondan çıkmış bende etrafı daha iyi incelememe fırsat vermişti. Dış görünüşü gibi evinin içi de modern bir şekilde dekore edilmişti. Bazı bölgelerde çocuk oyuncakları vardı ve hala etrafta duruyordu. Onu tam olarak anlamam mümkün olmasa da acısını az buçuk tahmin edebiliyordum. Oğluna kavuşması için de elimden geleni yapacaktım.

Birkaç dakika sonra önüme koyulan bardakla kısaca teşekkür mırıldanmış ve elime almıştım. Dünün aksine hava biraz daha soğuktu. O sırada hala kafamda olan bereyi hızla çıkardığımda koyu kahve saçlarımı parmak uçlarımla düzeltmeye çalışmıştım. Kafamı kaldırdığımda bana baktığını görmüş, tuhaf bir şekilde heyecanlanıp bakışlarımı kaçırmış onun elinde olan bardağına bakmıştım. Sanırım kendisine papatya çayı yapmıştı.

Lost Night × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin