Dayanamadım yine atıverdim. Umarım ilginizi çeken bir kitap olur. Gelen ilgiye göre devam edip etmeyeceğime karar vereceğim.
İyi okumalar..
...Elimdeki ağır valizi sürüklemeye çalışırken kendime lanet ediyordum. Ne diye babamın yardım göndermesini reddettiysem!
Valizi görevliye teslim ettikten sonra derin bir nefes verdim. Bugün Kore'ye geri dönüyordum ve açıkçası bütün eşyalarımı bu valize doldurmuştum.
"Hadi oturacak bir yer bulalım."
Kendi valizini teslim edip yanıma gelen Jisoo'ya tamam anlamında başımı salladım. Kendimize boş bir koltuk alırken Jisoo geldiğimiz ilk andan beri yaptığı gibi tekrardan o çenesini açmıştı.
Jisoo "Tanrım! O kızı göreceğim için ne kadar heyecanlı olduğumu bilemezsin!"
Yan gözle ona baktım "Onu bir kere bile görmedin. Yaşlı bunağın teki çıkarsa ne yapacaksın?"
Omuz silkip banka oturdu ve kulaklığını çıkardı. "Beni rahatsız etme."
-İyi.
Birkaç aydır instagramdan bir kız ile konuşuyordu ve onu göreceği için ayrı bir heyecanlıydı. Ben ise onun aksine çok mutsuzdum. Amerika'da sakin bir hayatım vardı ve şimdi de babamın emri üzerine birkaç yıl önce kaçarcasına çıktığım ülkeme geri dönüyordum.
Babamın yaptığı işten her zaman nefret etmiştim. Gözümün önünde bir adamını öldürdüğünde daha yedi yaşındaydım. Abim de babamın izinden yürümeye karar verdiğini açıkladığında ise benim de kaderimin eninde sonunda bu olacağını anlayabilecek bir yaştaydım.
Ama onların aksine avukat olmayı seçip devlete yardım etmeyi tercih etmiştim. Babamın buna göz yumması ise ayrı bir gizemdi. Belki de karısından son kalan emanet ben olduğum içindir bilmiyorum. Ya da onun pis işlerini örtecek sadık bir avukata ihtiyacı vardı..
Aklımdaki onlarca soru ile sıkıntıyla oflarken arkamı yaslandım. Etrafa sıkıcı bakışlarımı gönderirken bir kafede oturmuş elindeki kahve bardağı ile oynayan kızı görmemle bakışlarımı onun üzerinde durdurdum. Üzerine giydiği siyah deri elbise onu çok seksi gösteriyordu.
Gözlerimiz kesiştiğinde önündeki bardak ile oynamayı bırakıp bana bakmaya başladı. Onu izlediğimi anlamış olmasının verdiği utangaçlıkla gözlerimi hemen başka yere çevirdim. Birkaç saniye sonra yavaşça kafamı ona çevirdiğimde bana hala cesurca bakışlarını gönderdiğini fark ettim.
Hafifçe gülümseyip dudağını yaladığında istemsizce dudağımı dişlemiştim. Benim bu yaptığım hareketle yavaşça ayağa kalktı ve son bir kez bana bakıp tuvalete yöneldi. Kaçlarımı çatıp arkasından öylece baktım. Gitmem gerekiyor öyle değil mi?
Yan gözle gözlerini kapatmış uyuklamakta olan Jisoo'ya baktım ve hızla ayağa kalktım. Telefonum da dahil her şeyimi burada bırakırken daha adını bile bilmediğim kızın peşine takıldım. Neyime güvenip oraya gidiyorum bilmiyorum. Umarım mal gibi ortada kalmam.
Tuvaletin kapısını yavaşça açtım ve kafamı uzatıp içeriye bakındım. Boş.. Harbi mal gibi kaldım.
Tam kapıyı kapatacaktım ki ensemde hissettiğim sıcak nefesle ayak bileklerime kadar titrediğimi hissettim.
Arkamdaki her kimse kulağıma doğru eğildi ve kısık bir sesle konuştu "Sanırım beni arıyorsun?"
Duyduğum sesle hızla arkamı dönmemle az önceki kız ile burun buruna gelmem bir olmuştu. Gerçeği mi söylesem yoksa hemen burayı terk mi etsem?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tempted //Chaelisa
FanfictionYüzüne bir tebessüm yerleştirip elimi nazikçe kavradı ve yumuşak dudaklarını elimle buluşturdu. Yüzüme samimiyetsiz bir gülümseme yerleştirdim ve elimi ondan kurtardım. Birkaç saat önce dudaklarıma değen dudaklarının şimdi hiçbir şey olmamış gibi el...