İki gün sonra İspanyolca sınavım var ve tahmin edin kim dersleri düzgünce dinlemedi. Cidden Almancayı seçmediğim güne lanet ediyorum.
Sınırı biliyonuz zaten artık yazmaya üşeniyorum :d
İyi okumalar..
...
Bambam'ın elime tutuşturduğu belgeye bakıp göz devirdim ve kağıdı koltuğa bırakıp ciddiyetle ona dönüm. Beni ailesi ile ilgili şeyler ilgilendirmiyordu ki.
-Bunlar gereksiz birkaç bilgi. Bana ne nerede okuduğundan. Daha çok sosyal hayatı ile ilgileniyorum.
Beni başıyla onaylayıp ceketinin iç cebimden küçük bir kağıt parçası çıkardı ve bana uzattı "Tüm sosyal medya hesapları."
Uzattığı kağıdı alıp teker teker bütün kağıdı taradım. Her geçen dakika kaşlarım daha çok çatılırken göz ucuyla Bambam'a baktım. Bu hesapların arasında Jisoo ile konuştuğu hesap yoktu.. "Hepsi bunlar olamaz. Kimliğini gizlediği hesabı olabilir değil mi?"
Bambam "Elbette olabilir, istersen biraz daha derinlemesine araştırabilirim."
Kağıdı ona geri uzatıp arkama yaslandım ve usulca başımı salladım "Bana hepsini bul Bambam. Bu çok önemli."
Beni onaylayıp ayağa kalktığında ben de peşinden kalktım. Bambam'ın bunu oldukça kısa sürede halletmesi gerekiyordu. Çünkü bu durum beni oldukça geriyordu.
Bambam odadan çıktıktan birkaç saniye sonra kapının tekrarda açılıp içeriye Jimin'in girmesiyle yüzümü buruşturup merakla ona bakmaya başladım. Onu görmeye artık tahammülüm yoktu.
Yüzüne yerleştirdiği gülümseme ile odayı süzüp yanıma adımladı "Bu ne kadar güzel bir sürpriz Lisa. Bizimle olmandan mutluluk duyuyorum."
Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip kolunu sıvazladım "Birazcık düşündüm de neden kendi şirketim varken başka bir yerde çalışayım ki?"
Dudağını yalayıp son bir kez odaya göz gezdirdi "Burası senin için gereksiz büyük değil mi? Sonuçta sadece bir avukatsın."
Derin bir nefes alıp kalçamı masaya yasladım ve kolumu göğsümde bağladım "Aslına bakarsan artık yönetim kuruluna katılmaya karar verdim." yüzündeki gülümseme yavaş yavaş solarken hafifçe gülümseyip devam ettim "Annemin bana bıraktığı hakları sonuna kadar kullanmaya karar verdim."
Bozulmuş suratına keyifle bakıp ona doğru bir adım attım "Bundan rahatsız olmuyorsun değil mi abi?"
Başını olumsuz anlamda sallayıp yüzüne sahte olduğunu yüz metre öteden bile anlayabileceğim bir gülümseme yerleştirdi. "Elbette hayır, buna çok sevindim." kısaca kol saatine bakıp kapıya yöneldi "Benim bir görüşmem vardı çıksam iyi olacak."
Onu başımla onaylayıp odadan çıkmasını izledim. Jimin'in bu olaya oldukça uzak baktığını en başından beri biliyordum. Eğer bu şirkete yönetici olarak gelirsem babamdan sonra en çok hissenin bende olacağını gayet iyi biliyordu. Bu zamana kadar bu üstünlüğümü hiç kullanmaya çalışmamıştım ama bu saatten sonra olanlara asla sessiz kalamazdım.
Yüzümdeki geniş gülümseme ile az önce kalktığım koltuğa geri oturdum ve yanımdaki kağıtları elime alıp kayda değer bir şey olup olmadığını incelemeye başladım. En son sayfaya geldiğimde yaptığı yurt dışı seyahatlerini gördüğümde kaşlarımı çattım. Bütün yaz Japonya'da olduğu bariz bir şekilde belliydi.
Hayır sorun onun Japonya'da olması değildi. Sorun Jisoo'nun konuştuğu kişinin bütün yaz Kore'de olduğunu söyleyip durmasıydı..
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tempted //Chaelisa
FanficYüzüne bir tebessüm yerleştirip elimi nazikçe kavradı ve yumuşak dudaklarını elimle buluşturdu. Yüzüme samimiyetsiz bir gülümseme yerleştirdim ve elimi ondan kurtardım. Birkaç saat önce dudaklarıma değen dudaklarının şimdi hiçbir şey olmamış gibi el...