Chaeyoung
Elimdeki çiçek buketini biraz daha sıkarken dolu gözlerimi sertçe sildim. Cenazeye gelen insanlar köşede ağlayan Jisoo'ya baş sağlığı dileyip yanımızdan uzaklaşırlarken onların ne düşüneceğini umursamadan mezara doğru birkaç adım attım ve dizlerim üzerinde yere çöküp elimdeki çiçeği yavaşça toprağın üzerine bıraktım.
Yanağımdan süzülen yaşlar kuru toprağa teker teker damlarken elimi tahta parçasının üzerine koydum ve üzerine yazılmış olan yazıyı okşadım.
Lalisa Manoban
Gözüm toprağın üzerine koyduğum çiçeğe kayarken titrek bir nefes aldım ve uzun zaman sonra ilk defa konuşmaya çalıştım.
-En s-sevdiğin çiçekleri getirdim sevgilim-m
Ağzımdan bir hıçkırık kaçırırken boştaki elimle toprağı avuçlamaya çalıştım "Ö-özür dilerim. Ben, ben sana verdiğim sözü tutamam Lisa. S-seni unutamam. Sensiz nefes alamam, kalbim tekrardan atmaya başlamaz. L-lütfen affet beni sevgilim. Ben bunu yapamam-m."
Boğazımda bir yumru oluşurken zar zor nefes aldım ve başımı tahta parçasına dayadım "Korkuyorum.. Sesini u-unutmaktan, kokunu hatırlayamamaktan korkuyorum.. Sensiz yaşamak istemiyorum. Sadece seni istiyorum-m."
Jisoo "K-kapa o çeneni! Hala n-neden buradasın ki?!"
Arkamdan gelen Jisoo'nun sesiyle iç çektim ve yavaşça ayağa kalkıp üzerimdeki toprakları silkelediğim gibi ona döndüm.
Sert olan bakışları benim üzerimde dolaşırken aynı zamanda Jennie'nin onu susturma çabasıyla uğraşıyordu. Pişmanlıkla yüzüne bakmaya başlarken ağzımdan sadece iki kelime çıkabilmişti.
-Özür dilerim..
Dolu gözlerinden bir damla yaş yavaşça akarken Jennie'nin onu tutan elinden kurtulup hızla yanıma gelmişti. Yanağıma attı tokat ile gözlerimi yumarken zar zor bir nefes aldım.
Jennie "Jisoo, yapma.."
Jennie'yi takmamayı tercih edip yumruk yaptığı ellerini güçsüzce göğsüme vurmaya başlarken titreyen sesliyle konuşmaya çalışıştı. "H-hepsi senin yüzünden! Senin yüzünden o t-toprağın altında!"
Söylediği şeylerde sonuna kadar haklı olduğunu bilmek kalbimdeki sızıyı biraz daha arttırırken gözlerimi zorla açtım. Jennie'nin onu durdurmak için beline sardığı kolları Jisoo'nun yumruklarının biraz daha yumuşamasına sebep olurken, Jisoo kafasını omzuma yaslamış hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.
Jisoo "O-onu geri getir Chaeyoung.. Y-yalvarırım bir şeyler yap.."
Zar zor bastırdığım gözyaşlarım tekrardan akmaya başlarken kollarımı beline doladım ve başımı omzuna dayayıp çaresizce gözlerimi yumdum.
İkimizin de birbirine karışan hıçkırıkları kulağımda çınlamaya başlarken aniden gözlerimi aralamamla ışığın gözümü kamaştırması bir olmuştu. Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken derin bir nefes aldım ve uyuya kaldığım rahatsız sandalyede hafifçe doğruldum.
Az önce gördüğüm kabusun etkisinden çıkmaya çalışırken elimle yüzümü örttüm ve nefes alışverişlerimi düzenlemeye çalıştım. Nemli gözlerimi ovaladıktan sonra titrek bir nefes verip yavaşça ayağa kalktım.
Yoğun bakımın önünde elini cama yaslamış öylece içeriyi izleyen Jisoo'yu fark ettiğimde yavaşça yanına ilerleyip içeride makinelere bağlı bir şekilde yatan Lisa'yı izlemeye başladım. Tanıdık sızıyı tekrardan kalbimde hissetmeye başladığımda başımı yavaşça cama yasladım. Görüş açım hafiften bulanıklaşmaya başlarken burnumu çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tempted //Chaelisa
FanfictionYüzüne bir tebessüm yerleştirip elimi nazikçe kavradı ve yumuşak dudaklarını elimle buluşturdu. Yüzüme samimiyetsiz bir gülümseme yerleştirdim ve elimi ondan kurtardım. Birkaç saat önce dudaklarıma değen dudaklarının şimdi hiçbir şey olmamış gibi el...