İyi okumalar..
...
Bütün odağım yolun üzerindeyken stresle alt dudağımı dişliyordum. Arada bir Bambam'dan bir haber var mı diye açıp kapadığım telefonumun kilit ekranında saatin dokuza geldiğini görmemle iç çektim. Şuan o lanet uçakta olmam lazımdı şuanın aksine Chaeyoung'un da umurumda olmaması lazımdı.
Sıkıntıyla başımı koltuğa yasladım ve göz arabayı süren Jennie'ye baktım "Gidebileceği her yere baktın mı?"
Başını evet anlamında hafifçe salladığında onu onaylayan birkaç mırıltı çıkartıp telefonumun siyah ekranıyla tekrardan bakışmaya başladım. Eğer sinirime yenik düşüp Jimin'e gerçeği söylemeseydim şuan böyle bir derdim de olmayacaktı Chaeyoung da iyi olacaktı.
"Jimin'in gidebileceği yerlere baksak?" arka koltuktan gelen sesle ikimizin de bakışları oraya dönerken Jisoo'nun meraklı bakışları ile karşılaşmamız bir olmuştu. Jennie odağını hızla yola çevirirken bu Jisoo'nun umurunda bile olmamıştı. Zaten onun da tek odağı ben gibiydim.
-Bambam'a bununla ilgili bir mesaj attım ama pek ümitli değilim. Birazcık aklı varsa onu herhangi bir yere götürmüştür.
Jisoo hafifçe başını sallayıp göz ucuyla Jennie'ye baktıktan sonra arkasına yaslanmasıyla derin bir nefes alıp önüme döndüm. "Jennie beni eve bırakabilir misin?"
Belki de bu ikiliyi baş başa bırak bir süreliğine tek başıma araştırma yapmalıydım.
Jennie beni onaylayıp arabanın istikametini değiştirdiği sırada telefonuma gelen bildirim sesiyle heyecanla ekrana baktım. Mesajın Jisoo'dan geldiğini görmek hayal kırıklığına uğramama sebep olurken kısaca ona bakıp mesajına girdim.
Jisoo: Beni onunla yalnız bırakamazsın! Ben de seninle geleceğim.
Siz: Oturun düzgünce konuşun. Böyle birbirinize gönderdiğiniz kaçamak bakışlar çocukça görünüyor.
Jsioo'ya konuyu kapattığımı belli edercesine telefonumu çantama atarken eve geldiğimizi fark etmemle ehliyet kemerimi çözdüm ve kapıyı açtım.
-Bir şey olursa bana haber ver Jennie.
Jennie "Asıl sen haber ver. Tek başına da bir şeyler yapmaya kalkışma"
Onu hızla onaylayıp arabadan indim ve Jisoo'ya hafifçe gülümseyip el salladıktan sonra bahçeye girdim. Etraftaki fazladan olan korumaları görmem kaşlarımı çatmama sebep olurken zile basıp bir müddet bekledim.
Kapıyı kimsenin açmaması daha da meraklanmama sebep olurken çantamdan çıkardığım anahtarla kapıyı açıp içeriye girdim ve koridorlarında ölüm sessizliği olan evin içinde ilerlemeye başladım.
Daha dün evden çıkmadan önce çalışanların hepsi buradayken birden nereye kaybolmuştular?
İçimdeki garip hissi şimdilik takmamaya karar vererek adımlarımı yukarıya çevirdim. Önce üstüme daha rahat bir şeyler giyecek daha sonra da Jimin'in odasını karıştıracaktım.
Hızlıca dolabımdan rahat olduğunu düşündüğüm şeyleri üzerime geçirdikten sonra Jimin'in odasına ilerledim. Kapıyı yavaşça araladığımda banyodan gelen su sesi ile kaşlarım çatılırken gözüm yerdeki kıyafetlere takıldı.
Gömleğin üzerindeki kırmızı lekeler kalbimin korkuyla atmasına sebep olurken su sesinin kesilmesiyle hızla kapıyı kapatıp odadan çıktım ve sırtımı duvara yaslayıp hızlanan nefesimi kontrol altına almaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tempted //Chaelisa
FanfictionYüzüne bir tebessüm yerleştirip elimi nazikçe kavradı ve yumuşak dudaklarını elimle buluşturdu. Yüzüme samimiyetsiz bir gülümseme yerleştirdim ve elimi ondan kurtardım. Birkaç saat önce dudaklarıma değen dudaklarının şimdi hiçbir şey olmamış gibi el...