Ben yalnızlaştıkça körleşti gözleriniz. Her şeyi sadece ben yaşıyormuşum gibi hissetmekten öylesine yoruldum ki...
Hemşire odaya geldiğinde elindeki yemek tepsisini tekerlekli masaya koydu. Masayı yatağıma doğru sürüklerken Melih tutup:
+ Ben yedireceğim.
- Peki efendim, geçmiş olsun.
Hemşire odadan çıkınca yüzümü ekşittim.
+ Ne?
- Çocuk muyum ya ben? Kendim yiyebilirim.
+ Çocuk değilsin, ama inatçı keçinin tekisin! Ayrıca o kolundaki serum olmasa şu an nefes almaya bile halin yok. Farkında değilsin.Gözlerimi devirdikten sonra masadan tepsiyi aldı ve yanımdaki komodinin üzerinde koydu. Çorba kasesini aldı ve kaşık kaşık çorba alarak ağzıma doğru uzatmaya başladı.
- Sadece çorba mı getirmişler cidden? Hem açlıktan rahatsızlandığımı söylüyorlar, hem de yemek diye çorba getiriyorlar.
+ Ay sen çok mu acıktın?
- Ha ha ha, çok komik.
+ Taburcu ol sana adana kebabı ısmarlayacağım. Yanına acılı ezmeli, acılı şalgamlı hem de. En sevdiğinden.
- Gerek yok.Ama bunu derken ağzımın suları çoktan akmıştı bile.
+ Ben asıl cevabımı aldım keçi hanım. Hadi bitir çorbanı.
Çorbamı yedikten sonra Melih kapıdan seslenip tepsiyi hemşireye verdi. Sonra koltuklara oturdu ve bana karşı:
+ Sen Adana'lı mısın?
- Hayır, nereden çıktı?
+ Ne bileyim, acı yemeyi çok seviyorsun da.
- Her acı yiyen Adanalı mı oluyor Melih bey?
+ Yok tabiiki de. Bu kadar acıyı genelde Adanalılar yiyor diye biliyorum.
- Acıyı severim, alışkınım.Alışkınım.
Bir insanın bir şeylere alışması ne kadar da kötü değil mi? Bir de kendine bunu söylemesi... Her şey boş gelir artık bir müddetten sonra.Kapı sesiyle kafalarımızı kapıya çevirdik. Doktor gelmişti.
- Eda hanım, nasıl hissediyorsunuz kendinizi? Yemeğinizi yediğinizi umuyorum.
+ Yedim doktor bey.Eliyle bana bir kart uzattı.
- Bu psikoloğunuzun kartviziti. Kendisiyle görüşün. Seansları da kaçırmamayı ihmal etmeyin. İyi anlaşacağınıza eminim.
Sevim Koç adına ait bu kartviziti elime aldığımda doktora kafamı kaldırdım.
- Sadece randevu ayarladığınızı sanıyordum. Eğer gerekirse seanslara gelirsiniz demiştiniz.
- Evet, doğru. Söylediklerimi dikkate almanız güzel bir şey. Olur da seanslarınız olursa kaçırmamayı ihmal etmemenizi kastetmiştim.
- Anladım, teşekkürler.
- Tekrardan geçmiş olsun. Öğünlerinizi düzenli bir şekilde almaya özen gösterin. Kendinizi aç bırakmayın. Taburcu olabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim.Doktor odadan çıktıktan sonra Melih Karamel'i tutup hava kaldırdı.
+ Oğlum! Anne taburcu oldu, artık eve gidebiliriz.
Sanki aynı evde yaşayan iki sevgiliymiş gibi davranıyordu. Halbuki beni istememişti, ne değişti ki? Ne zaman beraber olsak olgunluğumuzu unutuyor, çocuk gibi oluyoruz. Sahiden, neyiz biz?
- Psikologla randevum ne zamandı? Sormadım.
+ Öğreniriz. Hazırlan da çıkalım.
Kafamı onaylarcasına salladıktan sonra üzerimdeki örtüyü kaldırıp yataktan kalktım ve montumu üzerime geçirdim. Ellerimi uzatarak:
- Karamel'i bana verir misin?
Bir şey demeden bıraktı Karamel'i kollarıma. Onu okşarken odadan çıktık. Melih danışmanlıktan psikolog randevumu öğrenirken ben de kenarda Karamel'i sevmekle meşguldüm. Yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
48 Saat: Nefes
Teen FictionNefes... Yaşamak için solumadım hiçbir zaman bu atmosferi. Beni, gözlerinde sakladığın ormanlara sürükledin. Şimdi söyle, bu 48 saatte nefes alabilecek miyim pembe bulutlu kıyametinde?