17. Bölüm: Bitkin Bedenler

13 2 0
                                    

Sen kaçış de benimkine. Düşlerimden düşüncelerimin irticası, tüm hislerimin kalbimde çıkardığı iç savaş, yalnızlığın senli olan tüm mutluluklara istilası...Adını benim koyamadığım her ne varsa, sen "kaçış" de her birine.

- Ne işin var burada?

+ Konuşmamız lazım.

- Konuşacak bir şey yok. Git buradan.

+ Almira yeter. Hiçbir yere gitmiyorum. Beni dinleyeceksin artık.

- Buna bahanen ne olacak, hı?

+ Bahane mi?

- Bana bir şeyleri açıklamak zorunda değilsin. Aramızda bir şey olmadığı için.

+ Öyleyse o gün neden gittin?

- Benim kırgınlığım Melek'e, sana değil.

+ Beni neden dinlemiyorsun peki?

- Dinlemek istemiyorum çünkü, gider misin artık?

Gelen silah sesleriyle birlikte camın tuzla buz olması bir oldu. Eğilip saklandım. Kapıyı tekmeyle açmaya çalışıyorlardı.

+ Korkma, yanındayım.

Yanımda kolunu sırtıma sarmış, teselli etmeye çalışıyordu. Kapının açılmasıyla silah sesleri durdu ve yerimden fırladım.

Tanıdık biriydi gelen. Bir serseri.

+ Vay vay vay... Kimleri görüyorum?

- Düşündüğün gibi değil.

Elimden tuttuğu gibi kendine çekerek elini omzuma attı. Yüzüme doğru eğildi.

+ Biz seninle ne konuşmuştuk güzelim?

- İzin ver, açıklayayım.

Boştaki elini boğazıma yapıştırarak bedenimi duvara dayaması bir oldu. Nefes alamamaya başladım.

+ Bırak onu!

Yanaşacağı sırada silahlı korumalardan biri kafasına silahı dayadı.

+ Ben sana ne dedim he?! Melih'le seni görmeyeceğim demedim mi?!

+ Onun bir suçu yok! Ben geldim. Bırak onu!

Boğazımdaki elini çekmesiyle nefes nefese kalmam bir oldu. Öksürüklerimin ardı kesilmediği sırada elimden tuttu.

+ Almira benim, anladın mı? Bir daha seni onunla görmeyeceğim. Düğünümüze gelebilirsin ama. Hatta nikah şahidimiz falan ol sen, hahahaha!

"Orospu çocuğu." diye mırıldandı. Korumalar kafasından silahı çektiğinde ormanları hala üzerimdeydi. Serseri de bunu fırsat bilerek, tuttuğu elimden kendine çekerek dudaklarıma yapıştı. O anda çekip gitti evden. Hala dudaklarımda olduğunu fark edip onu ittim.

- Ne yaptığını zannediyorsun sen?!

+ Müstakbel karımı öpmek suç mu?

- Sen gerçek bir ruh hastasısın.

+ Hasta olduğum doğru, ama sana hastayım.

- Kes sesini. Teklifini kabul ettim diye bana her istediğini yapamazsın. Senle evlendikten sonra okul hayatıma devam edeceğim.

+ Tamam bebeğim, ama sadece buna izin verebilirim.

- Selin'le de görüşmeye devam edeceğim.

+ Peki, tamam. Ama bunun dışında bir şey yapmayacaksın, ona göre.

- Sadece soruyorum, neden ben?

48 Saat: NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin