bölüm 12*

2.3K 235 142
                                    

Bugün sizi bölümlere boğacağım çünkü olaylara yavaştan girmeye başlıyoruz hehehehe

Spor festivali sona ermişti, Bakugou'nun birinciliği, Todoroki'nin ikinciliği, Iida ve Tokoyami'nin üçüncülüğü ve de bizim ne olduğuna anlam veremediğimiz olay ile birlikte.

Festivalden sonra yolda bizi gören insanlar selam vermeye, konuşmaya başlamışlardı. Özellikle bana gelen sorular beni germeye yeterli oluyordu.

Staj vaktimizin geldiğini belirtmişti Aizawa aradan geçen birkaç günden sonra. Çeşitli ajanslardan teklifler gelmişti belirli öğrencilere. Todoroki birinci olmamasına rağmen en çok teklifi o almıştı. Daha sonra onu izleyen Bakugou vardı.

Staj tamamen kendimizi ve güçlerimizi geliştirmek içindi. Bana gelen tekliflere baktığımda kendime uygun bir şey bulamamıştım. Gücümle benzer birisi yoktu. Dövüş sanatları olarak bakacak olsam da buna gerek yoktu. Bunda iyiydim. Bana gerekli olan tek şey şehir turuydu. Çünkü buraları bilmiyordum.

Ders bitiminde Aizawa'ya yetiştim ve durmasını sağladım.

"Stajı birisi ile yapmak zorunda mıyım?" Dediğimde anlamsız bir bakış attı.

"Adı üzerinde, staj." Dediğinde derin bir nefes aldım.

"Gücüme benzer bir kahraman yok, dövüşümü de geliştirmek istemiyorum." Dediğimde beni süzercesine baktı bir süre.

"Ne istiyorsun peki?"

"Şehri tanımak. Hiçbir yeri bilmiyorum ve günün birinde bir yerlere ulaşmam gerekecek. Kültürü de çok bilmiyorum. Kısacası insanları gözlemlemem gerekiyor." Dediğimde bir süre bana baktı. Dediğimin mantıklı geldiğine emindim.

"Muhabirlerin olduğu ajanslara bak ama onlar kahramanlarla staj yapmıyorlar."

"O zaman bakmama gerek yok?" Dedim soru sorarcasına. İç çekti.

"Kurtuluş yok senden. Ne yaparsan yap ama-"

"Tamam dikkatli olacağım, başımı belaya sokmayacağım. Söz." Dedim gülümseyerek.

"Sözümü de kesme bir daha."

*****

Aradan geçen günlerden beri Todoroki ile bir daha konuşmamıştık, sol tarafımda oturmasına rağmen.

Kahramanlık isimlerimizi belirlemek adına Midnight ile bir çalışma yapmıştık bugün Aizawa'nın dersinden sonra. İsim olarak seçtiğim şey "white dragon" idi aslında, küçüklüğümden beri bunu kullanmak istiyordum ancak nedenini açıklayamayacağımdan ve sorgulanacağından İtalyancada inanç anlamına gelen "Fede" kelimesini seçmiştim. Ama gerçekten de bunu kullanacak değildim.

Okuldan çıkacakken yağmaya başlayan yağmur adımlarımı dışarı atmamama sebep olmuştu. Aizawa işinin olduğunu, onu beklemeden gitmem gerektiğini söylemişti. Elimi dışarı doğru uzatmış, yağan yağmurun parmaklarıma temas etmesine izin vermiştim.

"Huzur veriyor."

Duyduğum ses karşısında başımı sesin geldiği yöne çevirmiştim. Dikkatimi sesin sahibine verdiğim anda çakan şimşek yerimden sıçramama neden olmuştu.

"Bazılarına ise sadece korku."

"Yağmurdan mı korkuyorsun?"

"Sadece... Şimşekten." Sesim isteğimin dışında tedirgin çıkmıştı. Gerçekten de şimşekler hoşlandığım söylenemezdi. Adımlarını yanıma yönlendirmişti ve elini dışarı doğru uzatmıştı.

Bird Set Free (BNHA Fanfic) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin