bölüm 32*

1.5K 154 65
                                    

"Neden seni yakmadı..?"

"Konuştuğumuz konuya bak..." dedi Hawks çenesini ellerinin arasına koymuş bir şekilde. O günün etkisinden çıkamayanlar olarak başrolde ben ardımdan da Hawks geliyordu.

"Hani demiştin ya birine benzettiğini... Acaba o da seni benzetiyor olabilir mi? Bak yanmış olman gerekiyordu." dediğimde saçlarını çekiştirdi. Geçmiş hakkında konuşmaya çalıştığım her seferinde böyle oluyordu.

"Kalbini kırmak istemiyorum kapat konuyu." dedi sert bir şekilde. Arada böyle dengesizlikleri oluyordu, birimiz de normal bir hayat sürsek de dengesizlik yaşamasak şaşırırdım zaten.

Konuyu değiştirmek en iyisiydi şu durumda.

"B-ben... Biz... Şey..."

"Evet?" dedi bir yandan yemeğini yerken. Önüme baktım ve bir anda söyledim söylemek istediğimi.

"Beraber olduk."

Cümlemden sonra yediği tavuk boğazına kaçarken ayağa kalkıp sırtına vurmuştum hızlıca. Böyle şeyleri gevelemek yerine çat diye söylemek en iyisiydi.

Ah, bir de sözlerimi eyleme dökerken görün siz beni.

"ÖLÜYORÜM ÖLÜYOR ÖYLE Mİ DENİR!" dedi ve ardından önünde duran suyu içti.

Her geçen gün asıl amacını öğrendikten sonra samimi olmuş ve bir şeyler paylaşmaya başlamıştık. İşin kötü tarafı o asla geçmişini paylaşmıyordu. Ben de paylaşmıyordum gerçi ama gündem konulardaki sırlarımızı söylüyorduk. Mesela Aizawa net olarak ona belirtmiş koruma meselesini söylememesi gerektiğini ama o demişti. Bir de...

Diğerleriyle beraber gittikleri görevi o da biliyordu ve bana söylemişti. Midoriya'ya söylesene dememe rağmen söylememişti bile.

Midoriya'nın görevde oluşu, Shoto'nun lisansa hazırlanışı, hatta son dakika yaşıtım Amajiki'nin bile olmayışı benim daha da içime kapanmama sebep olmuştu. Onlar olmasa bile olaylar yaşamaya devam ediyordum. Ve birikiyordu içimde sürekli.

Hawks'ın hayatıma girişi ile önceleri gerginlikler olsa da şu anda gayet iyi anlaşıyorduk. Aizawa'da bunun farkında benden önce varmış olacak ki onu görevlendirmişti.

"Nasıldı..?" demesiyle düşüncelerimden sıyrılmış ve ona dönmüştüm. Gergin bakışlarımı fark eden Hawks gözlerini irileştirip sırıtmaya başlamıştı.

"Utanıyor musun yoksa..?" demesiyle yanaklarımın kızardığına emindim.

"Ya ne diyeceğim, Aizawa seni benim daha fazla yanlış yapmamam için görevlendirdi. Senin yaptığına bak..." dediğimde bir duraksadı önce. Sonra gülümsedi.

"Yanlış yaptığını mı düşünüyorsun ki?" Demesiyle kaşlarımı çattım.

"Ben değil ama herkes öyle düşünüyor."

"Herkesin düşüncesine göre hareket etme minik kuş. Hayatın senin ve dilediğin gibi yaşamak senin hakkın. Tabii ağzına da sıçtırtma bu arada."

"Fazla mı açık sözlüsün?" Dediğimde güldü.

"Eh, gerçekten seninle paylaşmamam gerekiyordu ama ben de paylaştım seninle. Kurallara hiç uymadık baştan o yüzden her şey aramızda." dedi göz kırparak. Gülümsedim ve önündeki tavuktan bir parça alıp ağzıma attım. Şaşkın gözlerle bana bakarken ben gülmekle meşguldüm.

"Bana bir but borçlusun."

*****

"Sana bir but borçlusun dedim diye bana iki kutu tavuk alıp sus payı mı veriyorsun!"

Bird Set Free (BNHA Fanfic) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin