bölüm 6*

2.8K 301 118
                                    

Sıralamaya girmişiz büsssürü kategoride 🥺 erkenden böyle bir şey olmasını beklemiyordum, teşekkür ederim tüm okuyuculara, oy verenlere, güzel yorumlarda bulunanlara, kısacası herkese 🌸✨

"Bütün kalbim seninle genç Della Robbia." dedi All Might ve gömleğini tekrardan sıyırdı. Gözlerimi kapattım ve ellerimi yaraya doğru uzattım. Onların inancını hissetmemle gücümün arttığını hissetmiştim. Odaklanma konusunda problem yaşamadığımdan ötürü biraz da olsa iyileştirebilmiştim yarasını.

"3 saatten daha az kullandığın gücünü şimdi 3 saat, belki de daha fazla kullanabilirsin All Might." dedim ellerimi çektiğim sırada. Yarasına baktıktan sonra bana döndü ve yavaşa başını eğdi.

"Teşekkür ederim genç Della Robbia, sana kelimeler yetersiz şu anda..." dedi doğrulmadan. Gülümsedim ve bir şey demedim. O sırada doktor içeri girdi ve Midoriya'nın taburcu olduğunu haber verdi. Midoriya üzerini giyindikten sonra da hep beraber hastaneden ayrıldık.

"Okulların bir hafta olmaması üzücü oldu..." dedi Midoriya yolda yürürken. Bakışlarımı aniden yere eğdim. Aklıma Aizawa gelmişti çünkü.

"Yaşanan her şey çok üzücüydü genel olarak." dediğimde beni onayladı. All Might çıkar çıkmaz hastaneden bizi bırakıp gitmişti. Biz de beraber yürüyorduk.

"Bu arada nerede oturuyorsun?" dedi Midoriya bana dönerek.

Biliyor musunuz? Aizawa'nın evini şu anda tarif etmem gerekiyorsa... Edemem.

"Kaldığım yeri tarif edemem biliyor musun?" dediğimde garip bir ses çıkartarak bana döndü.

"Nasıl eve dönmeyi planlıyorsun? Navigasyonla mı?" dediğinde suratımı buruşturdum.

"O lanet şeyi kullanmayı beceremiyorum." dediğimde anlamsızca bana baktı. Etrafıma bakındım ve tekrardan ona döndüm.

"Bir sır daha ister misin?" dedim kısık bir sesle. Gözlerini irileştirdi ve etrafa bakındı. Sonra başını aşağı yukarı hızlıca salladı.

"Aizawa ile kalıyorum."

Bu cümlemden sonra irileştirdiği gözlerini biraz daha irileştirdi ve eliyle ağzını kapattı.

"Y-yoksa... Sen... Ve... Aizawa-sensei..."

"Aklından ne geçtiğini tahmin ediyorum ama hayır öyle bir şey yok ve yine hayır, güçlerimi kullanmadan bu kanıya vardım." dediğimde Midoriya'nın bayılacak gibi olduğunu gördüm.

"KIZI FALAN MISIN YOKSA?!" dedi bağırarak. Elimle gelişine alnıma vurdum.

"Biraz daha senaryo türetirsen pembe dizi çekeceğiz şurada." dediğimde bana ikna oldu ve yavaşça başını aşağı yukarı salladı.

"O zaman... Okula gideceksin değil mi?" dediğinde boşluğa baktım bir süre. Başka çarem mi vardı sanki...

"Bak hepimiz perişanız zaten... Her türlü okula gideceksin. Önce benimle gel, annem şimdi mükemmel bir yemek masası hazırlamıştır."

Teklifi üzerine boşluktaki bakışlarımı ona yönelttim. Daha önce hiç kimse bana bu şekilde yaklaşmamıştı. Bu his... Tamamen yabancı olduğum bir histi.

"Teşekkür ederim Midoriya ama-"

"İtiraz kabul etmiyorum." dediğinde ilk defa yüzündeki ciddi ifadeyi görmüştüm. Gülümsemiş ve bir şey demeden adımlarını izlemeye başlamıştım.

Çok geçmeden evine gelmiştik. Annesi bizi oldukça sıcak bir şekilde karşılamıştı. Eve girer girmez burnuma dolan yemek kokusu ile havayı iyice solumuştum. Çantalarımızı bıraktıktan sonra direkt olarak mutfağa geçmiştik.

Bird Set Free (BNHA Fanfic) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin