bölüm 47*

936 106 37
                                    

Kulağımda kulaklık, bacaklarımın üzerinde eskiz defteri, anlamsız anlamsız karalamalar yapıp duruyordum gecenin bir köründe.

Yatmak için ayaklandığımda pencereme tıklatıldığını duymuştum. Kulaklıktan mı geldi acaba derken artan gürültüyle kulaklıktan gelen müzikten olmadığını anlamış ve camı açmıştım. Camı açar açmaz Hawks içeri yuvarlanmıştı.

"Ne işin var gecenin bir köründe, istenmediğin bir yerde?" dedim yerdeki çocuğu süzerek.

"Kisara... Beni görmek istemiyorsun diye ülkeyi terk ettim ben..." dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. Kollarımı kenetledim ve gözlerimi kısarak bakmaya başladım ona.

"Bayağı terk etmişsin belli." dedim onu süzerek. Yerden kalktı ve üzerini silkeledi.

"Şaka yapmıyordum." demesiyle ciddi olduğunu anladım. Cebinden bir zarf çıkarttı ve bana uzattı.

"Bu ne?" dedim almadan elindeki zarfı.

"Alırsan, açtığında ne olduğunu anlarsın." dedi buruk bir şekilde gülümseyerek. Gözlerimi devirsem de lila renkli zarfı aldım ve yavaşça açtım. Yazıyı görmemle gözlerim irileşmiş, bakışlarım, her şey değişmişti benim için.

"White Dragon...

Ne heyecanla bahsederdin günün birinde böyle anılacaksın diye... O heyecanın, saçma sapan anların... Tatlı krizlerin, yerli yersiz açlığın... Merhaba Kisara, eski bir yöntemle merhaba.

Şu an bunu okuyorsan muhtemelen anlam veremeden okuyorsundur. Anlam verebilirsin artık. Her şey bunu sana veren kişi sayesinde. Senin için bir ülkeyi uçarak gelen kahraman sayesinde. Çok romantik aslında biliyor musun? Baksana, senin için bir ülkeyi uçarak gelmiş... İznin varsa ben bile aşık olabilirim.

Senin için beni buldu. Her şeyi senin için yaptı. Hatta... Bunu yazmamı bile sağladı. Genelde yazı yolunu tercih eden sen iken bunu şu an yapanın ben olması... Yalnız çok zormuş bilirsin ben konuşmayı çok seven taraftanım. Yazmak, anlık duygularımı ifade etmek çok zor geldi ama çene çalmak olsaydı bu yaptığım herkesi sollardım.

Beni merak etme, ben çok iyiyim. üniversiteli birisi olarak takılıyorum. Kızlara falan yürüyorum arada. Ama sensiz hala çok sıkıcı buralar. Başını bol bol derde de sokuyorsun anlaşılan. Kuşu ayağıma kadar getirttiğine göre.

Her neyse. Her şeyi senin için yapan bu kuşu tersleme. Ayrıca böcek ilacı sıkmışsın çocuğa. İyi hayatta kalmış.

Duygusala bağlamak istemiyorum çünkü seni kurtarmayı dört gözle bekleyen bir adam var karşında. Duygusala bağlarsanız işiniz uzar. Saçmalamayın ve bir an önce hedefinize ulaşın.

Seni çok, çok seviyorum. Tuhaflıklarınla, tuhaflıklarımla. Bu durum bu kahraman sayesinde geçecek... Ben inanıyorum.

Ya sen inancın gardiyanı? İnanmamak gibi bir lüksün yok zaten.

Hadi daha fazla ağlaşmadan... Ben gidiyorum.

Ha, bu arada. Saatlerce Ingilizce konuşup son anda Japonca konuştum kuş ile. ;)))))

Seni sevip her şekilde destekleyen kuzenimsi abin Odd.


Ellerim titreye titreye okudum mektubu. En sonunda da dayanamadım ve güldüm.

"G-gerçekten benim için bunu yaptığına... İnanamıyorum..." dedim titrek bir sesle.

Bird Set Free (BNHA Fanfic) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin