8.

5.1K 187 82
                                    

Bugün çok heyacanlıydım. Dışarı çıkıcaktım. Aslında herşey behaneydi planım kaçmaktı.

Geceni bekliyordum. Hava kararıyordu. Jungkook elinde kiyafetlerle odaya geldi.

" Bunları giyiceksin " kiyafetleri yatağıma atdı
" Ama bunlar erkek kiyafeti ve hepsi siyah "
" Kendin gibimi giyinmen lazım ? Kızım kaçırıldın sen kendi elimizlemi seni geri verelim ? Hah. Kep va maskede var. Saçlarınıda gizle"

Birşey demeden başımla onayladım. Odadan çıkınca giyinmeye başladım. Aslında rahat kiyafetlerdi bana uyar . Rahat şekilde kaça bilirim.

Gece olmuştu. Jungkook ve yanında biri odaya girdiler.
" Uu güzel olmuşsun , Jennie " dedi Jungkook gülerek. " Dalga geçme " ciddi bir ifadeyle söyledim.  " Yeter artık gidelim " dedi yanındakı.

Gözü üzerimdeydi. Tam bir manyak tipi vardı.
Sonunda aralarında böyle birisini gördüm yoksa ilk günden beri gördüğüm insanlarla yaptıkları iş hiç uymuyordu.

Aşağı indik arabaya doğru irelledik. Siyah bir Ford Tourneo arabasıydı.  Arabanın önünde 2 erkek , sürücü koltuğundasa bir erkek oturuyordu. Kapıyı açıb beni bindirdiler sonra etrafa bakıb kendileri bindiler.  Siyah cam filmi takılmışdı. Yani dışarıdan beni görmeleri imkansızdı.

Yollara bakıyordum. Seula benzemiyordu. Neredeydim ben ?
" Nereye gidiyoruz ?" söyledim
" Hiç kendimde bilmiyorum ki, Yoongi sen söyle nereye gidiyoruz ?" dedi
" Bilmiyorum, Jimin . Kimsenin olmadığı biryerlere sür" dedi gözünü benden çekmeyen adam.

Sessiz bir yere geldik. Park gibi bir yer.
Arabadan bir-bir indiler. " Birşeyler istermisin Jennie ? " jimin söyledi.
" Ne zamandan böyle hoş davranıyorsun Jimin ?"
" Susarmısın Hoseok, bana bulaşma!"
" Ah yoksa bizim minnak bebek kızdımı " Hoseok güldü deyerken.
" Yeter kavğa etmeyin "  dedi en uzunboylu olanı
" Ama Namjoon hyung gidib-gelib dalğa geçiyo benimle "

Bu hallerine bakıb gülerken , Yoongi hala bana bakıyordu. Jungkook elinde çilekli südle yanıma geldi ve bana verdi. " Teşekkür ederim , Jungkook" südümü içmeye başladım.

Karanlık sokaklarda yürüyorduk. Sokak lambalarından bazıları yanıyordu. Yoongi yanımızdan ayrılıb telefonla konuşmaya gitdi.
İrelide karanlık bir yol vardı. İşte Jennie. Ya şimdi ya da hiçbirzaman..

Çoçuklar yinede şakalaşıyorlardı. Jungkookda onlara bakıb gülüyordu.
Ben unutulmuşdum. Karanlık yola girmeye başlarken ben addımlarımı yavaşladıb yan tarafa gidiyordum. Çaktırmadan. Yol uzundu ve kaçabilirdim.

Evet artık uzaklaşıyordum. Emin oldukdan sonra koşmaya başladım. Uzaklaşınca biriyle rastladım , telefonunu kullanmam için izin aldım . İlk aklıma gelen Jisoo unnienin numarasıydı onu aradım.

Jisoo : Alo , kimsiniz?
Jennie: Unnie benim , Jennie. Beni kaçırdılar. Lütfen beni bulun. Babama söyleyin. Nerede olduğumu bilmiyorum ama Seule benzemiyor.
Jisoo : İyimisin ?? Sana birşey yapmadılar dimi ??
Jennie : Hayır hayır yapmadılar.. B-beni kurtarın..

Lafımı bitirmeden telefon söndü . Şarjı bitmişdi. Ah ben böyle işin içini..

Telefonu adama verib teşekkür etdim ve koşmaya başladım. Koşarken arkadan biri beni tutdu ve  kendine çekti.
" Nereye koşuyorsun , sürtük " Yoonginin sesiyle yüzüne baktım.
"Bırak beni " tekme atıb kurtulmak istedim ama olmadı bana sıkıca sarılmışdı.

Boynumda yinede iğne hiss etdim ve bayıldım...

𝐌𝐀𝐅𝐈𝐀 / 𝒯𝒶ℯ𝓃𝓃𝒾ℯHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin