Öncelikle söylemeliyim ki final haftasının da yaklaşması ile bölüm atmak istesem bile atamayabilirim, yani atamazsam şimdiden sorry. Ama bu fici seviyorum bunu da güzelce yazar bitiririm merak etmeyin.
Jeno küçük odadan kendini nasıl dışarı attığını bilememişti. Bitki özleriyle yaptığı deneylerden birisi ters gitmiş ve etrafa kokusundan bile oldukça zararlı olduğu belli olan bir koku yaymıştı. Jeno ağzına sardığı beyaz örtüyü çıkarıp temiz havayı içine çektikçe öksürmeye başladı. Oda içerisinde deney yaptığı öğrenilirse başı çok kötü belaya girerdi ama Renjun hem iyi bir dost hem de iyi bir oda arkadaşı olduğundan hiç sıkıntı çıkarmamıştı. Jeno sulanmış gözlerini silerken odadaki pencerenin açık olmasından ötürü kokunun akşama kadar çıkacağını düşünerek ani bir rahatlama ile yere çöktü.
O gözleriyle uğraşıp bir yandan nefesini düzene sokmaya çalışırken hemen dibinde durduğu duvarın arakasından sesler gelmeye başlamıştı, birisi çok tanıdıktı. Jeno biraz dikkat edince sesin sahibinin Jaemin olduğunu hemen anladı. Buradan gitmesi gerekiyordu, onları dinliyormuş gibi gözükmek istemiyordu ama şimdi ortaya çıkarsa tam da istemediği şekilde anlaşılacaktı. Belki onlar gidene kadar burada böylece oturması daha iyiydi.
"Kendini kandırıyorsun Jaemin, ruh eşinden umudunu kestiğini ikimiz de biliyoruz." dedi diğer ses, Jeno onun bir kadın olduğunu düşünüyordu ama emin değildi.
"Bu beni ilgilendirir." dedi Jaemin soğuk bir sesle. Jeno bile üşüdüğünü hissedebiliyordu, Jaemin'in bu tonu kendisine kullanmasını asla istemezdi.
Diğer ses derin bir nefes aldı. "Neden işi zorlaştırıyorsun?" diye sordu daha sonra. "Senfonisi olanların ruh eşlerini bulamayacaklarını herkes bilir, bu çok uzak bir ihtimal."
Jaemin göz devirip kısa duvarın üzerinden gözüken saç tutamlarına küçücük gülümsedi.
"Senfonisi olan benim değil mi?" diye sordu umursamazca ve duvara yaklaşıp aniden üzerine oturdu. Jeno bu beklenmedik hareketle korkup ses çıkarmamak adına ağzını kapattı, fark edilmiş miydi?
"Neden gidip kendi ruh eşini aramıyorsun?"
Diğer kişi histerik bir şekilde güldü. "Birbirimiz için mükemmeliz Jaemin, bunu sen dışında herkes görebiliyor."
Jaemin dudaklarını büzüp "İyi de " dedi ve keskin bakışlarıyla baktı kıza "Ben seni sevmiyorum ki."
Kız şaşkınlıkla "Ne?" diye sordu. Jaemin omuz silkip "İyi bir arkadaşımsın ve seninle vakit geçirmek güzel." dedi "Ama bu kadar."
Kız bir süre sessiz kalıp devam etti. "Önemli değil, sevgi falan aramıyorum." dedi kararlı bir sesle "Senin ile olan birlikteliğim geleceğimde bana oldukça katkıda bulunacak. Ailemin seçtiği soylu biri yerine kendi seçtiğim soylu birini tercih ederim."
Jeno ellerini iyice ağzına bastırdı. Jaemin gerçekten de mükemmel birisiydi, aynı zamanda bir soylu olması onun herkesten daha çok göz önünde olmasına sebep oluyordu. Eğer konuşan bu kişi de soylu ise ki öyle duruyordu, mantıklı bir birliktelik olurdu.
Jaemin kabul edecek miydi? Zaten ruh eşini aramaktan vaz geçmiş birisi ticari bir birlikteliği umursar mıydı? Kabul etmesini istemiyordu.
Jaemin anlayışla kafasını salladı ve ciddi bir şekilde kollarını bağladı. "Haklı olabilirsin." dedi daha sonra. Jeno nefesinin kesildiğini hissetti, bunları duymak istemiyordu.
"Ama ben aşkın olmadığı bir birliktelik istemiyorum."
Jaemin tatlı bir şekilde baktı kıza, kız ise pes etmiş bir şekilde gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
||Can You Hear My Melody?|| [Nomin/Jaeno]
Fanfiction[Tamamlandı] [Soft!!] Tüm varlıkların kalbinde saklı, sadece kendisinin ve ruh eşinin duyabileceği bir melodisi vardır. "Herkesin bir melodisi vardı, senin ise kulaklardan silinmeyen bir senfonin ve ben o senfoninin bir parçası olmayı her şeyden çok...