8♡

371 59 79
                                    

Nabersiniz?~ Miyazaki depolayıp geldim~ aşırı softum şu an ehe~~ Keyifli okumalar~

Jeno'nun Renjun ile paylaştığı odada derin bir sessizlik hakimdi bunun nedeni ise bir gün öncesinde herkesin ara tatil için okuldan ayrılmış olmasıydı. Jeno ailesinin yanına gidemeyeceğinden okulda kalmıştı lakin Renjun oflaya puflaya da olsa ailesinin evine doğru yola koyulmuştu.

Bu da demek oluyordu ki okulda bir avuç insan kalmıştı ve Jeno odadan adımını dahi atarsa Jaemin ile karşılaşabilirdi, bunu istemiyordu.

O günden beri birbirleri ile köşe kapmaca oynadıklarını hissediyordu, hoş sınavlardan dolayı isteseler de birbirlerini görecek vakitleri de olmazdı ama aralarındaki bu karmaşık duygu akışı Jeno'nun gerim gerim gerilmesi için yeter de artardı bile.

"Of tanrım dur yerinde!"

Sessiz odada çıkan sert fısıldayış Jeno'nun uykulu gözlerini kırpıştırmasına yol açmıştı fakat onu uyandırabilecek kadar güçlü değildi bu rahatsız oluş.

"Çırpınma!" diye fısıldadı ses tekrardan "Ah! Hayır!"

Jeno yüzünü buruşturup kafasını yastığına daha da gömdü ve "Renjun kapa çeneni!" diye fısıldadı uykulu bir sesle.

Bir kaç saniye sonra aklına Renjun'un geçen gün gitti gelince Jeno aniden yataktan sıçradı ama tek sıçrayan da o değildi.

Odada aniden çığlıklar ve çıldırmışçasına kulak tırmalayan ötüşler gelince Jeno gözlerini ovuşturup şok içinde karşısındaki ikiliye bakakaldı.

Jaemin saçlarına saldıran bir tavukla baş etmeye çalışıyor bir yandan da çığlık atıyordu.

"Tanrım! Sakin ol!" dedi Jaemin tavuğu üzerinden atmaya uğraşırken "Sessiz olmanı istemiştim sadece."

Jeno odasının ortasında canlanan garip sahneye bir süre hayretle bakıp sonrasında kocaman bir kahkaha patlattı. Jaemin ona yardım ister bakışlarla bakınca ise dayanamayıp yorganı üzerinden attı ve karamel saçları yoluk yoluk olmuş çocuğun üzerinden çırpınan tavuğu aldı.

"Moyo, iyi bir kız ol." diye söylendi daha sonra sitemle. Tavuk huysuzca gıdaklayınca Jeno onu hal hazırda açık olan pencereye götürdü ve zaten en aşağı katta olduklarında yakın olan zemine nazikçe attı. Bahçenin her yanına dağılmış civcivler ise annelerini görünce ona doğru koşmaya başlamışlardı. Jeno kısaca gülümseyip pencereyi kapattı ve perişan haldeki gence döndü.

"Perişan görünüyorsun." dedi hafifçe kıkırdayarak Jaemin de onun gülüşüne eşlik edip utangaçça saçlarına dokundu.

"Odaya nasıl girdin?" diye sordu Jeno merakla. Genç adam gözlerini kaçırarak "Pencereden." diye fısıldadı.

"Açıktı."

Jeno olumsuz anlamda başını sallayıp "Kapıyı kullanabilirdin." dedi.

Jaemin yanağının içini dişleyip şüpheli gözlerle baktı koyu saçlı gence. "Beni görmek istemezsin diye düşündüm."

Jeno gözlerini çekingen davranan gençten yere çevirdi. "Kaçan sendin ben sadece ayak uydurdum."

Jaemin iç çekip "Haklısın." diye fısıldadı. "Ama bunu devam ettirmek istemiyorum."

Jeno burukça gülümseyip "Ben de." dedi. İkili birbirine çekingen bakışlar gönderirken Jaemin "Büyükannem bizi bekliyor." diye ekledi. "Ruh eşim olsan da olmasan da oraya seninle birlikte gitmek istiyorum."

Jeno kocaman gülümseyip "Yani hala seninle gelebilir miyim?" diye sordu. Jaemin de onun neşesine eşliken "Tabii ki." diye şakıdı. "Sizi tanıştırmayı çok ama çok istiyorum."

||Can You Hear My Melody?|| [Nomin/Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin