Muhtemelen görmemiş olanlar olacağını düşündüm o yüzden buradan da duyurayım. Bu, uzun bir süreliğine son kurgum olacak gibi duruyor. Aklıma Nomin'e uygun bir şeyler gelene kadar buralarda olmayacağım en azından yeni kurgularla. Bu kurguyu güzelce ve sıcacık devam ettirip kapanışı yapmak istiyorum. Umarım bunca zaman iyi vakit geçirmişsinizdir ve bir süre daha benimle beraber iyi vakit geçirebilirsiniz. Nisan gibi bir kısa hikaye olacak profilimde 666 ama onu zaten Youtan Poluo adlı kitap için yazdım ve yayınlandı sadece profilimde de görünecek. Şimdilik bu kadardı~~
Keyifli okumalar~~
Güzel bir sabahtı, tabi soğuk havaları, erken kalkışları, bahçe işlerini ve kahvaltı sofrası hazırlamayı seviyorsanız. Jeno, saat sabah beş gibi horozun sesi ile uyanmıştı, geldiklerinde pek dikkat etmemişti ama Jaemin'in büyükannesi bir çiftliğin sahibiydi ve dolayısıyla etraf türlü hayvanlarla çevriliydi.
"Ah, tanrım." diye sızlanmıştı Jaemin başını yastığın altına sokarken "Aptal tavuk."
Jeno kıkırdayıp "O bir horoz." demişti ama yanındaki genç adam pek umursuyor gibi görünmüyordu.
Gece birlikte Jaemin'in büyükannesine her geldiğinde kaldığı odada uyumuşlardı. Normalde odada tek kişilik bir yatak vardı ama Jeno'da Jaemin'de kibarlık yapmak istediklerinden yatağı birbirlerine sunup durmuşlardı. Sonuç olarak ise ikisi de yerde uyumuşlardı, yan yana.
Jeno'nun bu durum ile hiç bir sorunu olmamıştı tabii ki, yani Jaemin ile yan yana yatmak hayalini bile zor kurabildiği bir şeyin gerçekleşmesi gibiydi. Lakin gece boyunca bu yan yana uyuma muhabbeti yavaş yavaş birlikte uyumaya dönmüştü ve Jeno karamel saçlının altına saklandığı yastığın kendisine ait olduğundan pekala emindi.
Horoz tekrar ötünce Jaemin karışık saçlarıyla yastığın altından çıkıp dik dik pencereye baktı, sanki dışarıdaki horozu görebilirmiş gibi.
"Cidden nereye gitsem bu tavuklar beni takip ediyormuş gibi hissediyorum." diye iç çekti göz ucuyla Jeno'ya bakarak.
Bu Jeno'yu kıkırdatmıştı çünkü okuldaki odasında beslediği tavukla da nahoş anlar yaşamışlardı, Jaemin'in düşündüğü şekilde düşününce olay daha komik hale geliyordu.
"Kalksak iyi olur." diye fısıldadı Jeno, sabahın erken saatleri olduğu için fısıldamak zorundaymış gibi hissediyordu. Jaemin başı ile onaylayıp yattığı yerden doğruldu. Saçları karışık, yüzü ise biraz şişti, bu görüntüsü ile Jeno ona bakmaya devam etmek istese de oldukça utanıyordu çünkü mahremiyet tanımak istiyordu. Üstelik Jaemin ona sadece göz uzuyla bir kere bakmıştı, ya o da mahremiyet tanımak istiyordu ya da Jeno'nun yüzü bakılmayacak gibiydi.
Tabi bunları düşünürken karamel saçlının kızaran yüzünden ve hızlı hızlı atmaya başlayan kalbinden hiç haberi yoktu. Na Jaemin' e göre Lee Jeno göz kamaştıracak kadar güzel görünüyordu üstelik tam anlamıyla dağılmış bu sabah haliyle.
"Banyoyu ilk ben kullanacağım." dedi Jaemin kısa bir sessizliğin ardından. İkisi de ne konuşsalar bilemiyorlardı üstelik sabah sabah beyinleri kesinlikle çalışmıyordu.
Jeno onaylayan bir ses çıkardıktan sonra yavaşça doğruldu, Jaemin henüz ayağa kalkmamıştı ama Jeno onun sadece sırtını görebildiği için yüzünden ne düşündüğünü yorumlayamıyordu.
"O zaman gideyim." diyerek ayağa kalktı Jaemin aniden, bu hızı Jeno'nun irkilmesine sebep olmuştu.
Koyu saçlı olan tekrar onaylayan bir ses çıkarınca Jaemin hızlı adımlarla kapıya ilerledi ve kulpu çevirip duraksadı. Jeno ona merak içinde bakarken yüzü aşağıda hafifçe döndü koyu saçlı gence. Jeno karamel saçlının kızarmış yüzünü görebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
||Can You Hear My Melody?|| [Nomin/Jaeno]
Fanfiction[Tamamlandı] [Soft!!] Tüm varlıkların kalbinde saklı, sadece kendisinin ve ruh eşinin duyabileceği bir melodisi vardır. "Herkesin bir melodisi vardı, senin ise kulaklardan silinmeyen bir senfonin ve ben o senfoninin bir parçası olmayı her şeyden çok...