17♡(Part 2)

407 42 169
                                    

Keyifli okumalar~~

Koyu saçlı olan kulaklarına dolan yoğun melodiyi anlamlandırmaya çalışıyordu. Gözlerini karamel saçlının tedirgin gözlerine dikmişti. Kafası çok karışıktı, anlamıyordu hem de hiçbir şeyi.

"Ne?" diye sordu tekrardan kendini oldukça çaresiz hissediyordu.

Jaemin'in Haechan ile aralarında olan bağı bilmesini hiç istememişti ama şimdi işler hiçte tahmin etmediği şekilde gelişiyordu.

Jaemin bakışlarını arkadaşına çevirip "Haechan bize izin verir misin?" diye sordu kibarca.

Zaten Haechan'ın da bu karmaşık ortamda bulunmaya hiç niyeti yoktu, hoş merak etmiyor değildi ama burada bulunması her şeyi daha da karmaşık hale getirirdi.

Haechan gidince Jaemin beynini son hızda çalıştırdığı belli olan sevgilisine tedirginlikle yaklaştı, ta ki aralarında bir adımlık mesafe kalana kadar. Jaemin'e göre en tartışmalı zamanlarında bile Jeno ile aralarında olması gereken uzaklık bu kadardı, bir adım.

Bir kol uzaklığı.

Bir öpücük uzaklığı.

"Sana bu gece söyleyecektim." diye söyledi Jaemin sessizce.

Jeno sorgularcasına baktı. Bu ne zamandır kendisinin bilmediği, fark etmediği bir gerçekti? Jeno'nun Jaemin'i fark etmemesi mümkün müydü ki? 

"O gün müzik odasından çıkarken seni gördüm. Ruh eşi olduğumuzu fark edene kadar o anın bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum."

Jeno dudaklarını ısırıp gözlerini ayakkabılarına indirdi. Jaemin'e bakarken odaklanamıyordu, Jaemin sanki Jeno ondan kaçacakmış gibi bakıyordu koyu saçlıya, sanki yaparmış gibi.

"O gün kemanla çaldığım melodi içimde yeni oluşmaya başlayan ve beni de şaşırtan melodimdi. Seninle geçirdiğim vakitler sonrasında belki demiştim, sen ruh eşim olabilirsin. O andan beri yaptığım tek şey de seni görmek için bahaneler üretmek oldu."

Jaemin elini nazikçe Jeno'nun ceketine götürüp ucunu tuttu. Bir şekilde dokunması lazımdı yoksa kendini boşluğun kıyısında gibi hissediyordu. Aslında o kadar duyguyla doluydu ki boştu.

"Senfonimde oluşan cızırtıya kadar senin ruh eşim olabileceğine tüm kalbimle inandım bu yüzden kulaklarımda çınlayan o cızırtı beni mahvetmişti. O akşam saatlerce ağladım. Hem ruh eşimi bulamadığım için, hem sen ruh eşim olmadığın için hem de senden uzak durmam gerektiğini bildiğim içindi."

Jaemin yutkunup bir süre sessizleşti bir tepki bekliyordu, küçük bir şey. Ve Jeno bunu hissederek tıpkı Jaemin'in kendisine yaptığı gibi karamel saçlının ceketinin ucunu tuttu.

"Tüm hafta senden uzak durdum, zor oldu çok zor oldu ama başarırsam zaten tatil girecekti ve zaten uzaklaşacaktık. Tam o zaman kafama dank etti, seni büyükannemi ziyarete çağırmıştım. Eğer benimle olmayacaksan tüm tatili okulda yalnız geçirecektin. Seni yalnız hayal etmek kalbime tahmin edebileceğimden daha fazla acı verdi. Yalnız olmanı istemiyordum, üzgün olmanı, acı çekmeni... Umurumda olmaz atlatırım diye düşünürken kendimden bile daha çok seni umursadığımı fark ettim. Umurumda olmayan sen değildin takıntı haline getirdiğim ruh eşi bağıydı ve tek isteğim sendin."

Jeno yanağının içini dişledi, kalbi güm güm atıyordu, melodisi ise coşkuluydu, Jaemin'in melodisi de öyle.

"Seninle birlikte yolculuk yaparken melodini hala duyamıyordum ama benimki artık cızırdamıyordu. Senin melodini ilk sen büyükannem ile konuşurken ben ise arkandaki koltukta uyurken duydum. Ama uykuda olduğumdan anlayamamışım ikinci kez duyduğumda her şey kesinleşti. İkinci duyuşumda ise uyuyan sendin ve ay ışığı yüzüne vuruyordu, sadece ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum ama ağladığımı fark ettim. Ağladığıma şaşırmadan ikinci farkındalığım sana çoktan aşık olduğumdu. Bunu kendime itiraf edince ise kulaklarımı daha önce duymuş olduğum her müzikten, her melodiden, her senfoniden; daha  güzel, daha huzurlu, daha ait bir melodi doldurdu. "

||Can You Hear My Melody?|| [Nomin/Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin