Gördüğüm görüntüyle bayılmamak için kendimi zor tuttum. Anneme yandan bakmış ellerini tutmuştum
"Anne burda nasıl kalırız? Deren çok kalmak istiyorsa kalabilir ama ben burda yapamam her şeyi geç evde bin kişi var!"
"Ne!? Anne bırak ben gideyim arkadaşlarımda kalırım ben lütfen.. ayrıca burda donarız biz." Deren sinirle konuştuğunda ben de efkarlı efkarlı etrafa bakmıştım. Kısaca açıklamak gerekirse batmıştık Babam da bizi burda bırakıp işleri yola koymaya çalışıyordu. Babaannemler de kalacaktık fakat aynı evde bin beş yüz kişi kalıyordu nerdeyse. Ev müstakil normal sobayla ısınan köy eviydi ama çok eskiydi yürürken parkelerin çökeceğini hayal ederek korkarak yürüyordum.
"Yapmayın çocuklar bundan başka çaremiz mi var? Ben de o kadar memnun değilim o yengenlerle kalmaya."
"Bak sen de diyorsun o iki karı seni çiğ çiğ yer."
"Anne bak Ayaz burda kalabilir ama ben burda kalamam!"
"Yok ya niye ben kalacak mışım?''
"Susun ikinizde!" Annem sessizce tıslayıp kapıya baktı. Herkes salonda oturuyordu fakat kardeşim ve ben dayanamayıp annemi sürükleye sürükleye bu buz gibi odaya getirmiştik.
"Bakın hatrım için biraz dişinizi sıkın. Babanız 3 ayı geçmeyecek dedi."
"Ama anne buraya en son ben 3, Ayaz da 7 yaşında gelmiş ayrıca baba tarafını bilmiyormuş gibi konuşma sırf bunca yıl onlarla oturmayıp şehir de yaşadık diye bizden nefret ediyorlar. Ve kimse babamın battığını bilmiyor."
"Anne, amcam babamın battığını duyarsa kırk gün kırk gece köye lokma dağıtır kutlar bildiğin bunu." Dedim sinirle başımı ovuşturup.
"Endişelenmeyin onlar sizi seviyor. Sen de Ayaz biliyorum baba tarafı Babana göre biraz daha değişik ve asabi."
Oflayıp soğuktan ellerimi birbirine sürmüştüm. Kalmak istemiyordum ama annem gerçekten dağılmış görünüyordu. Her zaman o ayakta kalan güzel kadın gitmiş yerine omuzları çökmüş üzgün bir kadın olarak önümde duruyordu.
"Tamam ama sadece 1 ay."
"3 ay."
"2 ay daha fazla zorlama istersen Anne."
"Tamam ben karışmam artık. Yürüyün salona bunlar kapı dinliyordur kesin." Demişti kıkırdayıp kapıyı açtı koridora bir bakış attıp sıcak salona girmiştik.
"Bitti mi aile toplantınız?" Demişti hafif kilolu yengem. Hepsi değişik kafadaydı ve fazla kısıtlayıcı insanlardı. Ve ben bunlara gelemezdim.
"Ah.. çocukların biraz canı sıkkın biraz konuştuk." Annem nazikçe mırıldandıp köşede kalan küçük yerde oturdu. Ben de sobanın hemen yanına kuruldum.
"İstersen sana necat ortalığı gezdirsin kuzum he ne dersin?" Babaannem omzumu okşayıp gülümseyerek konuştuğunda ben de gülümsedim ailede sevdiğim tek kişiydi. Bileğimi tutan sıkı eli hissetiğimde bileğimi tutan kişiye baktım Deren kaşlarını çatmış hayır gitme anlamında başını hafifçe salladı. Onu tek bırakmamı istemiyordu. Sırıttıp Babaannemi onayladım.
"Çok iyi olur çok uzun zamandır köye gelmedim."
"Necat oğlum de haydi kalk gezdir kuzenini." Yengem gözlerini kısıp necat'a baktı gitme diyordu sanki çünkü yüzü artık kaş harekatlerinden felç kalacaktı.
"Hayırdır yengem bir sorun mu var kaşlarında?"
"Ne olacak oğlum? Tabii gidin gezin haydi oğlum necat sıkı giyinin gezdir kuzenini." Dişleri arasından konuştuğunda çaktırmadan kıkırdadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİĞERPARE| Gay
Teen FictionAilesi ile köye taşınan Ayaz. Ve Köyün reisi Korkut. "Harbi isminin hakkını veriyor. Korku filmi gibi adam."