5 gün geçmiş ve tüm köy seferber olmuştu. Hırsız hala yakalanmamıştı. Yengem ortalıkta agresif agresif geziyordu. Bense sobanın yanında oturmuş ayaklarımı ısıtmaya çalışıyordum. Salona göz altları nöbet tutmaktan moraran Sercan girdiğinde gram acımamıştım. Haline omuz silkmiştim.
"Bir şey bulamadınız mı oğlum?"
"Hayır."
"Peki kardeşin olacak Necat nerde?"
"Cehennemin dibinde."
Hallerine alıştığımdan dolayı bir şey demedim. Babaannem köşede uyukluyordu. Diğer yengem akşam yemeği yapıyordu sıra ondaydı. Çocuklar köşede sohbet ediyor, Annem ve Deren su doldurmaya gitmişlerdi. Etrafı gezmek istiyorlarmış. Zaten herkes nöbet tutuyordu akşam gündüz demeden onun rahatlığıyla gitmedim onlarla. Korkut bu son 5 gündür köşe bucak kaçıyordu benden. Evden çıksam elbet onunla karşılaşmak zorunda kalacaktım. Ama sinirlenmeye başlıyordum artık. Adam beni gördüğü an deccal görmüş gibi sırtını dönüp gidiyordu.
"Sen nöbet tutmayı hiç düşünmüyor musun?"
Kafamın üstünde duran Sercan'a baktım. "Hayır?"
"Ne demek hayır?"
"Hani ben bu köyü bilmiyorum ya? Hani yollar falan, kaybolurum ya?"
Anlaması için hecelediğim de dişlerini birbirine bastırmış salondan çıkmıştı. Yengem bana bakıp söylenerek sobaya odun attı. Karnımın üstüne koyduğum telefon çaldığında arayana baktım. Babamdı heycanla ayağa firladım yengeme çaktırmadan salondan çıktım. Montumla botumu ışık hızıyla giyip evin önüne çıkmıştım.
"Efendim?"
"Oğlum nasıl gidiyor?"
"Nasıl gitsin Baba? Bir şekil idare ediyoruz burda." Sıkıntıyla nefesini verdi.
"Az kaldı geri alacağım sizi şu işler bir düzelsin."
"Ben ve Annem sabrediyoruz da Deren için aynısını söyleyemeyeceğim."
"Sakın Ayaz. Ondan gözünü bir saniye bile ayırma o köyden dışarı adımını atmasın."
Babam her zaman Deren'e karşı korumacı olmuştu. Çünkü aklı beş karış havadaydı.
"Tamam sen merak etme."
"Şimdi kapatıyorum fazla konuşamıyorum çok yoğunum. Annen ve Deren'e iyi bak."
"Tamam.." Kapattığında oflayıp stresle saçlarımı karıştırdım. Hava hafiften kararmaya başlamıştı. Köyün girişinde olan çeşmeye yürümeye başladım. Belki onlara yolda rastlardım. Soğuktan dona dona yürüdüm.
"Reis etraf temiz." Korkut biriyle konuşuyordu. Beni görmemişti daha acelem olmasa yanlarına giderdim ama Annem ve Deren gecikmişlerdi. Yürürken hala ona bakıyordum o an göz göze geldik hemen gözünü benden çekip konuşmaya devam etti. Sinirle iç çektim. Bipolar falan olabilir miydi? Yani onu sinir edecek bir şeyde yapmamıştım. Yorgun gözüküyordu gözlerinin altı mordu uyumuyordu nöbet tutmaktan. Çamura basmamaya dikkat ettim. Çeşmeye yaklaşmışken Annem ve Deren'i gördüm.
Annem beyaz montunu, Deren kırmızı paltosunu giymişti ama baştan sonra kadar çamurdu. Suratı da çamurluydu.
"Ne oldu?" Deren kızarmış gözlerini bana dikip bağırdı.
"Ne mi oldu? Bataklığa düştüm köydekiler anca çıkarabildi beni rezil oldum!" Sesli bir şekilde ağlamaya başladığında kahkaha attım.
"Bataklık mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİĞERPARE| Gay
Teen FictionAilesi ile köye taşınan Ayaz. Ve Köyün reisi Korkut. "Harbi isminin hakkını veriyor. Korku filmi gibi adam."