Yağan kara bakıp kafamı pencereden uzattım. Başımı pencere kenarına yaslayıp yorgunca etrafı izledim. Kar aralıksız uyandığımdan beri yağıyordu. Ani rüzgarla kar taneleri yüzüme hücum etti.
"Kapat şunu ev buz gibi olacak."
Sercan sobaya odun atarken bağırdı. İçimden küfür edip pencereyi kapattım. Hırsızlar yakalandı şanslı olanların eşyaları geri dönmüştü ve bunların arasında yengem vardı. Ev eski rutinine dönmüştü. Annem ise soğuk davranmaya devam ediyordu. Sinirle oturup kırık ekranımdan mesajlara baktım. Çoğu arkadaşlarımdandı hiç birini açmadan çıkacaken gördüğüm profille duraksadım. Korkut taktığı beresiyle gülümsüyordu. Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı.
Naber?
Çift tik olmuştu müsait olunca dönerdi artık. Diye düşünmüştüm ama üstünden 5 saat geçmişti. Üşüyen ayaklarımı sobaya yaklaştırdım.
"Aferim sana Ayaz. Helal olsun sana harbiden yakaladın hırsızları."
"Sağolasın amca."
Tüm köy beni kahraman ilan etmişlerdi. Gördükleri yerde hafifçe eğilip başlarıyla selam veriyorlardı. Tabii bu hareketle gururum kabarıyordu.
"Biz enayi gibi nöbet tutalım sabah akşam demeden. Bir kere teşekkür etmedi." Sercan, Babasına sessizce söylenip çayı tek yudumda içti.
"Necat daha dönmedi mi?"
"Bu sefer ki uzun sürdü." Yengem sıkıntıyla nefesini verdi. Necat ne zaman bu konuda babasıyla kavga etse eve 2-3 gün uğramazmış. Am bu sefer ki dediklerine göre uzun sürmüş. Onlar konuşurken cebimde duran telefon titredi.
Köyün Reisi: İyi
Sen nasılsın demesini bekledim ama demeyince gözlerimi devirdim.
Bende iyiyim sağol.
Telefonu kapatıp cebime geri soktum. Adam her gün farklı karaktere bürünüyordu. Bir gün soğuk bir gün sıcak. Telefonum bir kez daha titrediğinde bakmadım. Babaannem her birimize göz gezdirip konuştu.
"Bu arada Deren'i gördünüz mü?"
"Uyuyordu diğer odada."
"Soğuk üşümesin şimdi."
Babaannem kaşlarını çattı. Annem bize trip attığından umursamamış gibi yapıp çayını yudumladı. Deren paralarına kavuştuğuna göre sorun yok demektir. Çalındığı vakit delirmiş gibiydi. O görüntüsü aklıma gelince gülmemek için kendimi zor tuttum. Ayağa kalkıp salondan çıktım. Odaya girdiğimde yatakta uzanan ama battaniyeye kendini sardığından gözükmeyen kardeşime baktım. Yerde duran çantamdan atıştırmalık alıp yemeye başladım. Çantamıda kurtarabilmiştik en son soydukları ev amcamların eviydi oldukları gibi bulmuştuk her şeyi.
"Uyudun mu? Çok soğuk yürü git salona." Cevap vermediğinde kakolu kekten bir ısırık daha aldım. Korkut istediklerimden daha fazlasını almıştı bunu dün poşeti açtığımda fark etmiştim.
"Salona gel burda hasta olma." Keki yutup odadan çıktım. Şükür doymuştum. Cebimden telefonu çıkarıp mesaja bakmaya karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİĞERPARE| Gay
Teen FictionAilesi ile köye taşınan Ayaz. Ve Köyün reisi Korkut. "Harbi isminin hakkını veriyor. Korku filmi gibi adam."