Aselam yeni yayinladigim mahalleli isimli kurguma bi selam verip bakın 💖
Arabada derin bir sessizlik hüküm sürmüştü. İkimizden de çıt çıkmıyordu. Bacağımı stresle titretip duruyordum. Arada sırada bana yan bakışlar atıp durmaktan başka bir şey yapmıyordu. Deren'i 60 defa aradım her açmayışında daha fazla deliriyordum.
"Uğur iyi çocuktur kardeşine zarar vereceğini düşünmüyorum."
"Bu devirde iyi dediklerimiz en kötüsü çıkıyor korkut." Dedim kaşlarımı çatarken. O ise dediğime susup karlı yolda ilerlemeye devam etti. Üşüdümden dolayı atkıyı burnuma kadar tekrar çekip, ellerimi ceplerime koydum. Bana tekrardan baktığında sanki yeni fark etmiş gibi irkilip klimayı açtı.
"Kusuruma bakma telaştan klimayı açmayı unuttum."
"Sıkıntı yok." Mırıldanıp pencereden dışarıyı izlemeye başladım. Göz gözü görmüyordu. Ve hava kararmıştı. Yutkunup arabayı süren Korkut'a baktım. Her an kaza yapabilme olasılığımız var gibiydi.
"O gün, hırsızı yakaladığımız gün. Dediklerim için özür dilerim. En çok yakalamak için sen uğraşmıştın."
Dudakları kıvırılacak gibi oldu ama yüzünde duran sert ifadeyi tuttu. "Sıkıntı yok." Bir kaç dakika geçtiğinde sıkıntıyla ofladım.
"Uzak mı bu yer?"
"Uzak."
"Çok mu?"
"Çok." Gözlerimi devirip kollarımı birbirine kavuşturdum. Başımı arabanın koltuğunda yan çevirip onu inceledim. Burnu acayip hoşuma gidiyordu. Küçüken biri vurmuş olsa gerek ki hafif yamuktu. Ama yamukluğu burnunu güzel gösteriyordu. Biçimli kaşları hafif çatıktı. Dolgun dudakları ve kirli sakalları birbirine uyumluydu. Yutkunup önüme durdum. Adam harbi çekici biriydi.
"Eline ne oldu?"
"Ha?"
"Elin diyorum." Dedi gözleriyle cebime koyduğum elimi gösterdiğinde, elimi çıkarıp Sercan'a yumruk attıktan sonra kızaran parmaklarıma baktım.
"Önemli bir şey değil ya." Aklıma babam'ın haberi gelince içime sıkıntı düştü. Deren ile uğraşmaktan annemi yanlız bırakmıştım. Umarım babaannem, yengemlere sözünü geçirir.
"Dediğin gibi ilk atağı ben yaptım. Sercan şerefsizine yumruğumu geçirdim."
"Sana vurdu mu?" Dedi başını bana çevirip endişeyle sorarken bu haline şaşırıp başımı iki yana salladım.
"Vuramadı." Direksiyonu sıktığında parmak boğumları beyazlaştı.
"Başın nasıl oldu?" Sorduğunda elim refleks olarak başıma gitti.
"Biraz sızlıyor ama iyi." İç çekip başını salladı.
"Ayaz." Bana dönüp gözlerime bakarken dudaklarını araladı. Ağzından çıkacağı sözü beklerken bir anda sertçe bir şeye daldık. Işık hızıyla elini başıma koydu. Korkarak ona baktım.
"İyi misin?" Tüm bedenim sarsılmıştı.
"İyiyim." Elini yavaşça başımdan çekti.
"Ne oldu?" O da şaşırıp tekrardan çalıştırmaya çalıştı ama araba tepki bile vermiyordu.
"Bekle beni." Arabadan yanıt vermemi beklemeden indiğinde pencereden ona bakmaya çalıştım. 5 dakika ardından kapıyı açıp oturdu.
"Kara saplandı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİĞERPARE| Gay
Teen FictionAilesi ile köye taşınan Ayaz. Ve Köyün reisi Korkut. "Harbi isminin hakkını veriyor. Korku filmi gibi adam."