Soğuk hava ciğerlerime kadar işliyordu. Titreyrek ellerimi birbirine sürtüm. Acıyan ve dönen başımı tuttum. İfademizi alıp bizi salmışlardı. Hırsız olan kardeşleride hastaneye sevk etmişlerdi. Tabii annem bu halimi görünce çıldırmış ağlama krizine girmişti. Şimdi kızaran yüzüyle bana bakıyordu.
"Ne yapacağımı şaşırdım Ayaz. Çıkış yollarım kapandı burda kapana kısılmış hissediyorum ve siz.." Dedi arkamda çamur içinde durup etrafa umursamadan bakan Deren'e bakıp.
"Her neyse konuşup sizi kırmak istemiyorum." Annem arkasını dönüp gittiğinde Deren'de peşinden gitmişti. Ben ise olduğum yerde dondum. Burda kalmaktan çok mu memnunum, ne yapmamı bekliyordu evde delirene kadar oturmamı mı?
Başımda duran yaranın kanı kurumuştu ama deli gibi acıyordu. Dönen başımla duvara yaslanıp soluklandım. Aşırı derecede yorulmuştum tüm bunları bırakıp babam'ın yanına dönesim vardı. En ufak bir olayda artık bunu yapacağıma emindim. Önümde bir gölge belirlediğinde başımı kaldırdım Korkut öylece bana bakıyordu.
"Ne bakıyorsun?" Sinirle söylenip yaslandığım duvardan sırtımı ayırdım.
"Acımıyor mu?"
"Anlım duvarla ezildi ama ben süper kahraman olduğumdan dolayı acımıyor, çekil önümden Korkut." Sonlara doğru dişlerimin arasından bağırdım. Biçimli kaşlarını çattı.
"Kimse sana demedi kahramancılığı oyna. Düş peşime şu yarayı kapatalım mikrop kapacak."
Alayla gülüp başımı iki yana salladım. Yüzüm bile bakmamıştı bu 5 günde. Amcamlar yüzünden diyeceğim de amcamlardan korkuyor gibi de değildi. Onu umursamayıp eve doğru yürüdüm. Etraf karanlıktı ve saat baya geç olmuştu. Telefonumun flaşını açtım.
"Ayaz." Geldiğimden beri hiç ismimle seslenmeyen adamın sesiyle afallayıp durdum.
"Sadece şu yarayı kapatalım sonra eve git."
"Sana ne lan, Sana ne?!"
"Ayaz." Diye tekrar etti yorgun bir ses tonuyla.
"Hadi yorma yürü."
Sinirle yürürken bir şeye battığımı hissetmiştim. Telefon flaşını battığım yere çevirdim. Çamura batmıştım ve derindi. Ayaklarım sanki ağır çekimde ilerliyordu.
"Bu köye gelen aklımı sokayım."
Sessizce çamurun içinde cebelleşmemi izliyordu. Bir çakmak sesi geldiğinde sigara yaktığını anlamıştım.
"Yardım gerekiyor mu?"
"İstemez." Bir ayağımı çıkarmayı başardığımda diğer ayağımı kurtaracaktım ama çamur, Deren'in dediği gibi bataklık gibiydi. Sinirden nefes nefese kalmıştım. Telefonum çaldı flaş kapandığında etraf yine kararmıştı. Küfürler savurup telefonu açacaken dengemi kayıp ettim. Çamura bodoslama düşeceken omuzlarımdan sıkı sıkı tutuldum.
"Tüh kollarıma düşmedin bu kez."
"Çok konuşmada çıkar beni burdan."
"Çıkarırsam benimle gelecek misin?"
"Hayır." Dedim net bir sesle. Omuzlarımı bıraktığında düşecektim ki yakalarından tuttum.
"Son karar mı gelmeyecek misin"
Beni arkaya doğru ittirdiğinde kollarımı boynuna sardım.
"Salak mısın? Düşeceğim!"
"Geliyor musun?" Beni iyice çamura doğru yaklaştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİĞERPARE| Gay
Teen FictionAilesi ile köye taşınan Ayaz. Ve Köyün reisi Korkut. "Harbi isminin hakkını veriyor. Korku filmi gibi adam."