24

2.2K 201 21
                                    




Siparişi müşterinin masasına koydum. Kahvaltı saatiydi ve aşırı yorgundum. Kendi kafamda çözemediğim bir ton derdim vardı. Annemle konuşmuyorduk. Kendisi adım atmaya çalıştıkça ben geriye çekiliyordum. Korkut ise karşıma çıkıp duruyordu. O yamuk burnunu harbi bir gün tam yamultacaktım. Kendi kafamda çözemediğim sorunların üstüne onu ekleyince işin içinden çıkamıyordum artık. Barışmak istiyordum içimde ona karşı bir sinir kalmamıştı. İç çekip sinirle bağırıp çağıran müşterinin masasına adımladım. Sipariş ettiği çayı masaya koyarken sinirle elini masaya vurdu. O sırada çay devrilmişti. Karşısında duran kadın irkildi.

"Kahretsin! Önüne baksana."

"Affedersiniz." Telaşla masada duran peçetelikten peçete alıp masaya koydum. "Üstüme gelmiş az kalsın yanıyordum. Boş boş elemanları çalıştırıyorlar öyle."

"Yalnız siz toplu bir alanda bağırıp çağırıp masayı vurdunuz." Dayanamayarak konuştuğum da adam şok olmuş gibi bana baktı.

"Kimleri çalıştırıyorlar bu sektörde. Saygısızlık diz boyu. Okumayan kim varsa veya boş bölüm okuyan hepsini toplamışlar."

Kırpıştırdığım kirpiklerimin altından ona baktım. Diğer masada duran ve bu soğukta sipariş edilen buzlu limonatayı dişlerimi sıkarak aldım. Önünden alınan limonatayla müşteri kaşlarını çattı.

"Bu eğitimsiz garson saygısızlık etmişse bari tam yapsın." Dedim limonatayı yüzüne çarparken. Adamın üstü başı ıpıslak olurken hızla ayağa kalkıp üstünü silkeledi. Ona eşlik eden kadın ise korkuyla elini ağzına kapattı.

"Ulan ben senin şimdi!" Gömleğimin yakalarından tutu. Bir arkaya bir öne sallarken sinirle bağırdım. "Vuracaksan vur sallayıp durmasana." Adam yumruğunu kaldırıp suratıma santimler kala geçirecek iken gözlerimi yumdum. Karşılık verirsem olay büyüyecekti ve galiba büyüdü bile işten atılırdım büyük ihtimal. Eh işime gelirdi çünkü bu işten sıkılmıştım.

"Sen kime yumruğunu kaldırıyorsun puşt!?" Duyduğum tanıdık sesle gözlerimi kocaman araladım. Korkut her zaman ki yumruk tutma sahnesiyle önümde durmuştu. Gözlerimi devirip kenara çekildim. Adamın yüzüne indirdiği yumrukla adam sedelendi. Kadın çığlık attıp yanlarına koştu. Amacım adamı bahane ederek işten kovulmaktı. Karakolluk olmak değildi.

"Korkut bırak." Dedim kollarımı birbirine kavuşturup onlara bakarken. Adam kendine gelip başını iki kez salladı. Korkut tekrardan yumruğunu geçirdiğinde ofladım. Kasadan koşarak gelen Seher bağırdı. "Polisi arayacağım."

"Dur." Dedim panikle elinde duran telefona bakarak. "Ben halledeceğim." Korkut'un omzunu sertçe kendime çekip kulağına fısıldadım.

"Olayı büyütme." Gözleri gözlerimi bulunca çatılan kaşları anında gevşedi. Bir süre gözlerime bakmaya devam ederken kendimi geri çektim.

"Sürüm sürüm süründüreceğim sizi." Burnundan akan kanla bize doğru bağırınca Korkut ona tekrardan adım atacaktı kolundan sıkıca tuttum.

"Süründür lan yapabiliyorsan!"

"Korkut sus." Dedim emir verircesine. Susup dişlerini birbirine bastırdı. "Senin yüzünden işten atılacağım."

Yalan. İşten atılacaksam müşterinin yüzüne limonatayı fırlatığımdan dolayı atılacaktım. "Ferhat nolursun uzatma." Kadın ağlayarak mırıldandı.

"Dua edin bu kadına!" Parmağını kaldırıp bize doğru salladı. Korkut kafasıyla hadi siktir ordan yapınca gülmemek için kendimi kastım. Masaya bir kaç kağıt para savurup kafeden çıktı. Ardından kadın bize döndü. "Kusurumuza bakmayın bu aralar biraz gergin."

CİĞERPARE| GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin