Yazar Veda Notu: Sonun da sonuna geldiğimize göre, sanırım üzücü veda konuşmalarına geçebiliriz.
Bunca ay sonra tekrardan burada olduğunuz için, size ne kadar çok teşekkür etsem az. Aslında hikayeme ayırdığınız zaman kadar teşekkür etmeliyim. Ayrıca söylemeliyim ki, bu bölüm de en az, ikinci part kadar uzun oldu. Ancak bu sefer söz veriyorum, yarıda kesilmiş gibi değil gerçek mutlu sonu hissettirecek bir bölüm oldu... İkisi için, en mutlu sonu yazdım bile diyebilirim. (Bir de diğer bölümde bu part için Mercedes'e daha çok yer vereceğimi söylemiştim eğer hala bunu hatırlıyorsanız, lütfen onu unutun çünkü bu bölüm, tamamıyla ikisi için mutlu sona odaklanıyor).
larentscreature sürprizler konusunda ne kadar berbat olduğumu sana söylemiştim. 1 hafta öncesinde gerçekleşmesi gereken bir şeyi şu an yaptığım için, umarım beni affedersin. Seni seviyorum ve bu uzun bölümü, tamamen sana adıyorum. İyi ki varsın.
Hislerimde ve fark ettiğim gerçekler konusunda bu zamana kadar, daha önce hiç dünyaya onun gözlerinden bakmamıştım. Ben onun gözlerini hep Dünya'ya benzetirdim aslında. Yuvarlak orbları mavinin karıştığı yeşille boyanmış olurdu, ne zaman gözlerini bana ya da başka bir yere dikse. Dünyanın üzerindeki o kara parçaları da, koyu göz bebekleriydi. Ve ben de, hayatındaki diğer herkes gibi işte, orada duruyordum.
Mercedes'in gözlerine baktığım zaman, ben her defasında bana benzeyen bir kadından fazlasını görürdüm. Silinmek bilmeyen hatıralarımda ne zaman yeşil-ela karışımı gözlerine baksam, küçük ve savunmasız Mercedes'i hatırlardım. Kısa küt kesilmiş saçlarını, eve dönmek istemeyen deli cesaretli ruhunu ve ona nasıl özendiğimi anımsardım. Zirvedeki zamanlarımızı düşündüğümde ise, yeni edindiğim sıkı dostluğu hatırlıyordum yalnızca. Bana destek oluşunu ve her fırsatında yardım elini uzatışını. Aynı zamanda, çaresiz anlarıyla ilk kez tanışmamı hatırlıyordum. Dünyayı anımsatan gözlerinin, sözlerimle bir anda karardığını, onların acıyla kapanmaya sebep olduğum anları getiriyordum aklıma. Sonrasında, Londra sokaklarında istemediği halde, takmak zorunda olduğu yüzükle dolaşan kadını düşünüyordum; yıllar önceki gençlik dolu enerjisi ve cesareti kalmamış, gözlerine indirdiği kara gözlüklerle etrafa bakmayı reddeden Mercedes'i unutamıyordum. Tıpkı, yıllar öncesinde başına gelenlerden dolayı ilk kez dünya rengi gözlerinin korku dolu yaşlarla dolduğu anları, sanki onunla yaşamışım gibi anımsıyordum.
Oysa, Mercedes sadece izlemişti tüm süre boyunca. O, aslında etrafında dönüp durduğumuz dünyaydı; her şeyi izleyen ve bunların üstesinden gelebilen, ne olursa olsun her zaman hayatına devam edebilen tek kişiydi. Mercedes, benim sahip olduğum tek dünyaydı ve bunu, çok geç fark etmiştim. Sırlarımı paylaştığım kadın, ufak yaşlarımdan beri onun gibi olabilme hayallerini kurduğum teyzem, yeri geldiğinde hem kıskandığım, hem de imrendiğim ; her nasılsa hayallerimi yıkan ve aynı zamanda onları gerçekleştiren tek kişi: Mercedes March.
O sadece, benim en yakın arkadaşım değildi aslında en başından beri. Bana yol gösteren, sırrıma ortak olmakla kalmayıp üstündeki ağır sorumluluklara rağmen benimle bir sürü meseleye daha göğüs geren, gerektiğinde benim için aileden daha fazlası ve yakınıydı. İtirafı her ne kadar zor olsa da, benim için sevdiğinden vazgeçmemiş miydi aynı zamanda?
Bazen zamanı geriye sarmak ve zirve anlarında gözlerinin içine bakmak isterdim. Onun o anda, bizi izlerken ne düşündüğünü duymak, gözlerinin önündeki sahneyi görmek isterdim aynı şekilde. Ne var ki, tüm bunlara ona yalnızca sorarak erişebileceğimi bildiğim halde, aylar geçtikten sonra tüm merak ettiklerimi öğrenmenin nelere sebep olduğunu çok acı ve zor bir yolla öğrenmiştim ben. Louis'in defterini her okuduğumda, kalbimin üstünde kalkmak bilmeyen tonlarca ağırlığı günler, haftalar sonrasında bile hissetmeye devam ederdim. Ben de bu yüzden, belki de o ana kadar, asla sormadım. Louis gittikten sonra, bir daha tüm bunları kaldıramayacağımı biliyordum. Tıpkı, onun giderkenki mecbur kaldığımız vedanın sonrasında, bunların hiçbirinin üstesinden gelemeyeceğimi bildiğim gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Peak | Larry
General FictionHarry gayet sıradan bir genç olduğuna emin, sadece teyzesiyle evlenecek olan adama, yani Louis'e biraz aşırıya kaçan bir ilgisi var. Onların evlenmesine ise 60 günden daha az bir süre. «Bu hikaye Harry's POV olup, onun hayatını ve diğer insanlarla...