Yalnızca 1 ay kaldığı gün.
Ne zaman o güzel günleri saymadığı fark etsem değer bilmemekle ilgili cezalandırırım kendimi. Bunun notunu geçmeliyim ki, kaç gün kaldığının hesabını o günler yaşanırken değil, her şey olup bittikten sonra yapacaktım. Tüm bu olanları, aylar sonra tekrar tekrar düşünürken.
Odamdaki camın önüne serilmiş minderlerin üzerinde otururken arabası gözümün önünde yavaş yavaş süzülerek ağaçların arasında kaybolmuş, gitmişti sanki. Başımı bu büyük, dışı yağmurdan ıslanmış pencereye yasladığım anda, buza dönüşse yeri olan cama yakın duran burnumun sıcak soluğuyla hemen yüzeyi minik minik buhar olmuştu. Yağmurda ve hava bu kadar karanlık iken tek başıma müzik dinlemeyi ne kadar çok seviyorsam, Louis'in birkaç saatliğine de olsa bu evden ayrılmasına o kadar çok üzülüyordum. Düğün yaklaştıkça onun daha sık ayrılması, şehre inip önemli işleri halletmesi gerekecekti, bunları biliyordum. Ama üzülmeme mani olmuyorlardı. Müstakbel eşi, en sevdiğim teyzem Mercedes'in asla benim kadar üzülmediğini biliyordum. Onun üzüldüğü başka şeyler vardı ama bu şeyler Louis'den birkaç saatlik ayrı kalmak ya da onu görememekle alakalı değildi. Tek bilmediğimse onun neden üzüldüğüydü.
Yine de üstünde durduğum bir şey değildi şu aralar Mercedes'in kafasına takıp durduğu mesele, çünkü ben kendi aşkımın derdine düşmüştüm.
Bugünki kahvaltı masası sadece iki kişilikti. Louis ve annem bizden daha erken kalktığı için onlar önceden etmiş ve annem hemen sonra hala yatağından çıkmakta zorlanan büyükannem için yatağa kahvaltı hazırlamıştı. Şu ara durumu hiç iyi olmaması, annem başta olmak üzere evdeki herkesi tedirgin ediyordu. Hava böyle olduğu zaman bir şekilde romatizmalarının sürekli ağrıdığına inandırıyordu kendini. Daisy'nin tüm günleri annesiyle ilgilenmekle geçiyordu. Birkaç günlük misafir olarak gelen Dolares teyzem ise, önceki gün büyükannemi en yakın hastaneye götürme teklifini yapmış ama büyükannem bunu istemeyince, teyzem evde kalan kızının o yokken geceleri ağladığını ve gitmesi gerektiğini söyleyerek, dün evden küçük bebeğiyle beraber ayrılmıştı.
"Sizin ikiniz adına çok sevindim. Özellikle Mercedes, senin gibi başarılı ve iyi birini bulduğu için çok şanslı. Düğünde görüşürüz." Teyzemin kapıda herkesle vedalaşırken evlenmek üzere olan çiftle yaptığı son konuşmasıydı bu. Yağan yağmurda küçük kuzenimin ıslanmasını istemeyen diğer herkes gibi Louis, kucağındaki Tom'la beraber teyzemin arabasına gitmiş ve ıslanmayı bir an bile umursamadan bebeği koltuğuna emniyetli bir şekilde oturttuktan sonra, eve gelmişti. Tüm bunlar olurken, ben de şu ara hep yaptığım gibi olanları salondaki büyük koltukların birinde otururak izlemiştim. Bir elimse çenemde duruyordu.
Neden bu kadar durgunlaştığımı ben de bilmiyordum, belki de havadan dolayıydı. Bizi eve hapsetmişti. Ama bundan memnuniyetsiz de değildim ya. Sadece, yalın bir sakinlikti benimkisi. Her zaman olduğu gibi; az konuşuyor, çok düşünüyordum.
Çoğunda olduğu gibi, kulağımdaki kulaklıkların varlığını bile unutmuştum camdan dışarıyı izlerken. Yağmur ve fırtına yüzünden ormanın içersindeki en güçlü ve en büyük ağaç bile öyle ya da böyle savuruyordu dallarını etrafındaki diğer ağaçlara doğru. Zarar görmekten korkusuz bir şekilde, fırtınanın kendisini oradan oraya savurmasına izin veriyordu. Bazen tıpkı bana olduğu gibi. Şimdi görüyordum; ben belki o çam ağacı kadar büyük veya güçlü değildim. Kalın köklerim yoktu yerin altında tutunabileceğim, ama hiçbir şüphe duymadan söyleyebilirdim ki Louis, o fırtınanın kendisi olabilirdi benim hayatıma girmesinden beri.
İronik bir şekilde, o gittikten sonra ormandaki fırtına öyle bir artmıştı ki, büyükannemin korku dolu feryatları odama kadar ilişiyor ve içimi acıyla dolduruyordu. Yağmur dur durak bilmeden gökten akan bir şelaleyi andırıyordu. Ev ve içinde bulunduğumuz orman yıkanmakla kalmamıştı. Birkaç gün daha böyle yağmaya devam ederse, gölün yükseleceği konuşulmuştu dün akşam. Sadece o değil, düğün de iptal olabilirdi bunun akabinde. Kimse çamur içinde evlenmek istemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Peak | Larry
Ficção GeralHarry gayet sıradan bir genç olduğuna emin, sadece teyzesiyle evlenecek olan adama, yani Louis'e biraz aşırıya kaçan bir ilgisi var. Onların evlenmesine ise 60 günden daha az bir süre. «Bu hikaye Harry's POV olup, onun hayatını ve diğer insanlarla...