Multimedia: Mercedes,
ve bu bölümü yazarken
35 kere dinlediğim şarkı
Where is my mind?Tüm bu olanlardan sonra bile üzerine ne eklenirse eklensin, o gecenin en ufak detayını bile unutmayacağımı bilmiyordum. Dağ evinin ezbere bildiğim adresini, gölün kenarında ağaçların arasında solup giden çiçeklerin içine yerleştirilmiş olan eskimiş tekneyi hatta içerisinde yattığım garip desenli çarşaflarının desenini bile unutacaktım. Ancak, o gece ilk kez hem Louis'in hem de Mercedes'in bana dürüst olduğu o anları hep hatırlayacaktım. İkisinin ve yatağın ortasında uzanırken, ama daha çok Mercedes'in tarafında; beni korurcasına yatakta biraz kendi tarafına çekmiş bir halde, karanlığın içerisinde gözlerim tamamıyla açık onların asla tahmin edilemez, kesinlikle mutlu türden olmayan hikayesini dinlemiştim. Belki o an, benim için o kadar da önem arz etmeyen hikayeleri, ileride üstünde defalarca durduğum bir konu olacaktı. Çünkü, fark etmiştim ki o gece gerek heyecandan, gerekse düşünmek için asla zamanımın olmamasından dolayı tüm anlatılanları detaylı düşünememiştim. Parçaların hepsini tamamlamaksa, düşündüğümden fazla zamanımı almıştı.
Onlar her ne kadar başlarından geçenleri anlatmada Mercedes'in mahkeme günündeki gerginliğinden başlasa da, kendi hikaye evrenimde tüm bunları bir zaman çizelgesine koymuştum. Onlar anlattıkça, eksik parçaları tamamladım. Artık -bir nevi- ben de hikayenin içerisindeydim. Onları uzaktan izleyen bir kişiydim hep kafamın içerisindeki perdede her şey oynarken.
Birbirini henüz tanımayan Mercedes ve Louis'in tanışması Londra'nın merkezinde, az kişinin uğrak yeri olan ve aynı zamanda teyzemin en sevdiği barda gerçekleşmişti. Tanışmaları gayet baneldi. Bana anlatılmasa da gecenin ilerleyen dakikalarında aralarında gerçekleşen şeyleri tahmin edebiliyordum. Sadece uçları birbirine bağlıyordum. Louis, Mercedes'teki yanıp sönen bozuk ışığı görmüştü ve onu tamir etmek istemişti. Çünkü sadece işi olduğu için değildi bunu yapmak istemesi. Bana anlatılmasa da, biliyordum ki Louis'in hep içinde var olan bir istekti bu. İnsanların ruhuna dokunarak onları iyileştirmek isterdi. Mercedes'i seçmesine neden olan şeyi ise bilmiyordum. Belli ki, açık bir şekilde teyzemi beğenmişti. Kim beğenmezdi ki zaten böyle güzel bir kadını?
Mercedes ona hep sorunlarından bahsetti. Ve bunu yaparken hiç bilmediği bir güven duygusu hissetti Louis'e karşı. Sanki yıllardır aradığı yaslanılcak o kalın ve sağlam beton duvarı bulmuş gibiydi. Ailesinin ona en başından beri göstermediği ilgiden, erken yaşlarından itibaren ve ilerleyen zamanlarındaki uyuşturucuyla olan mücadelesiden ve bu yılların ortasında en değer verdiği kişinin, babasının ölümünden bahsetti. İlk ve tek gerçek aşkı olan kadınla kavgalarından ve ayrılışlarından bahsetti. İçten içe onu hep özlediğini de itiraf etti. Ve Louis onu can kulağıyla dinledi. Uzun zamandır ilk kez, hastası olarak değil de bir dostu gibi. Louis de o zaman, bu hissi ne kadar çok özlediğini fark etti. Ondan sonra ise, Louis onu tamamen hayata geri kazandıracağına, ona yaşam enerjisini geri vereceğine kendi kendine söz verdi. Çünkü Mercedes, en değerli taşlardan biriydi ve sadece parlatılmaya ihtiyacı vardı.
Mercedes uyuşturucuyu tamamen hayatından çıkarttığında, buna sebep olan şey rehabilitasyona gitmiş olması falan değildi; hiç gitmemişti bile. Louis Tomlinson'ın kendisiydi. Ve bu, Louis'in ona şu soruyu sormasından sonra gerçekleşmişti tam olarak: "Benimle İtalya'ya gelir misin?"
O zamana kadar, Mercedes, sadece arada görüştükleri -yani yattıkları- bir ilişkide olduklarını düşünürken, Louis arkadaşlıklarını bir üst seviyeye taşımış gibi gözüküyordu. Mercedes ona basitçe "Neden gidiyorsun?" diye sordu.
"Bir seminerim olacak. Sanat tarihi ve felsefeyle ilgili."
Ve seminer İtalya'da Floransa'da gerçekleşti de. Mercedes ise, garip bir mutluluk içeresinde ilişkilerine henüz isim konulmamış kişiyi en ön sıradan izledi. -Belki de düşünüp aklımda canlandırdıkça, kıskandığım en büyük nokta da tam olarak burası oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Peak | Larry
Ficción GeneralHarry gayet sıradan bir genç olduğuna emin, sadece teyzesiyle evlenecek olan adama, yani Louis'e biraz aşırıya kaçan bir ilgisi var. Onların evlenmesine ise 60 günden daha az bir süre. «Bu hikaye Harry's POV olup, onun hayatını ve diğer insanlarla...