~Hayali Takvimden 3 yaprak daha kopartınca~
Sondan 38. GünBirkaç gündür, geceleri geç saatlerde uykuya dalmayı alışkanlık haline getirmiştim istemeden de olsa. Günün her saatinde müzik dinleyip kitap okuyabiliyordum eskiden, ama şimdilerde Louis uyanık olduğu sürece onu bırakıp odama gitmek istemediğimden kalan rutinimi geceye ertelemek zorunda hissediyordum kendimi. Düğüne bir ay gibi bir süre kalmışken, odama kapanıp kendime vakit ayırmanın ne kadar aptalca geldiğini fark etmiştim. Düğünden sonra, bol bol değersiz vaktim olacaktı. Şimdi zamanı değerlendirmeliydim.
Gelgelelim ki, geç yattığımdan dolayı sabahları artık dokuz-dokuz buçuk ya da on gibi hazırlanan ve evdeki herkesin katıldığı sabah kahvaltılarına yetişemiyordum artık. Annemden başlarda geç kalktığım için tonla azar yediysem de sonralarda o da bunu umursamamaya başlamıştı, çünkü evde artan işleri yeterince kafasını dolduruyordu. O sabah da, herkes masadan kalktıktan sonra inmiştim evin aşağısına. Annem benim için ayırdığı kahvaltılıkları masada önüme koyduktan sonra, tekrardan mutfağı toplama işine geri dönmüştü. Büyükannem ve asıl çiftimiz ise salonda oturuyordu. Ben kahvaltımı ettiğim sırada, büyükannem Louis'e kucağındaki koca albümün içerisindeki March Ailesinin fotoğraflarını gösteriyordu. "Bak işte, buradaki de Mercedes. Çocukken saçları sapsarıydı. Görebiliyor musun? Ve bu fotoğrafta da tüm çocuklarım güzel kıyafetleriyle yan yana dizilmişlerdi. En büyükleri en başta ve en küçük Mercedes de en sağda." Büyükannem cümlesini bitirmeden Louis'in gülüşü tüm salonda duyulmuştu. "Bana baksana. Dean abim 15 yaşındayken bense daha ufacık bir bebeğim." Mercedes gülerek eliyle göstermişti fotoğrafta kendisini. O fotoğrafı biliyordum. O yıllarda her ailenin çocuklarının hatırası bulunabilmesi için çektirdiği fotoğraflardandı. Garip olan şeyse, İngiltere'deki ailelerin üye sayısı en fazla 4'ken, March ailesinin 8 kişi olmasıydı . Kareye tüm çocukları sığdırmak için denemedikleri yol kalmamıştı söylenenlere göre.
"Aranızda bu kadar yaş farkı olduğunu bilmiyordum ama bu fotoğrafta çok net anlaşılıyor. Hepsini doğurup büyütebilmenize hayranlık duydum Bayan March." Louis'in kibarlıkla kurduğu cümleden sonra büyükannem hoşnut olmuşcasına gülmüştü. "Ancak ne yazık ki, 6 tane evladım olsa da, sadece bir ya da ikisi benim bir sorunum var mı diye endişeleniyor, sık sık arayıp soruyor. O kadar büyütüp etmek marifet değil, hiçbirine değer bilmeyi öğretememişim." Konu ciddileşince, Mercedes oturduğu yerde pozisyonunu değiştirerek büyükannemden uzaklaştı ve gözlerini salonun başka bir köşesine çekti. "Daisy yıllarını sana verdi. Sen ona şükranlarını sundun mu bir kez? Şimdi hayırsız oğlun ziyarete geliyor diye hemen bizi geri plana atıyorsun. Buna hakkın yok anne."
Mercedes hızlı adımlarla merdivenlere gidip gözden kaybolurken büyükannem arkasından cevap vermeyi ihmal etmedi. "Senin ağzını açmaya hakkın bile yok Mercedes. Şükranın ş'sini bilmezsin sen!"
Gözlerim, anneme gitmişti. Islak ellerini havluya silip gergince ofladı. "Anne, lütfen." Ses tonundan ve çatık kaşlarından anladığım 'lütfen, damadın yanındayken kızını eleştirme' ydi. Büyükannemse anneme cevap vermedi. Onun yerine albümü yerine kaldırdı ve mutfak tarafına gelip yemeye devam ettiğim kahvaltıyı toplamaya başladı. Ben de o zaman, hala kaçmak için vaktimin olduğunu fark ederek oradan uzaklaşıp birkaç saniye farkla kaçırdığım Louis gibi yukarıya, odama çıktım.
Büyükannem ve Mercedes'in arasını hiçbir zaman tamamen iyi olduğunu görmemiştim şu zamana kadar. Kim haklı ya da kim haksızdı bilmiyordum. Eskiden beridir, Mercedes'in evden kaçıp durduğunu biliyordum. Belki de bu yüzden, büyükannem Mercedes'i "hayırsız evlatlarından biri" olarak görüyordu. Ama neden evden kaçıyordu, sebebi hiç konuşulmuyordu. Bana anlattıkları şeyleri ne zaman düşünsem, tüm bunları Mercedes'in özgür kişiliğiyle bağdaştırırdım. Bana anlatıldığı kadarıyla. Yine de, bu onu gözümde tam olarak haksız tarafa çevirmiyordu. Teyzemin de az önce dediği gibi, Dean dayım, işe yaramaz bir adamın tekiydi. Gelmek üzere olmasından en az Mercedes kadar ben de rahatsızlık duyuyordum, ama bir yandan da, onların odasında kalacak olmama sebep olduğu için tam olarak kızamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Peak | Larry
General FictionHarry gayet sıradan bir genç olduğuna emin, sadece teyzesiyle evlenecek olan adama, yani Louis'e biraz aşırıya kaçan bir ilgisi var. Onların evlenmesine ise 60 günden daha az bir süre. «Bu hikaye Harry's POV olup, onun hayatını ve diğer insanlarla...