'Uzun bir hikayenin kapanışına...Güzel bir hikayenin başlangıcına..."
(Gelecekten bir kesit...)
"Anne! Merih yine beni deli ediyor! Bu gün yine bir çocuğun kafasını kırdı"
"Ya sanki keyfimden kırdım. Çocuk sana asılırken ay dur Mira bende kahve içiyim mi deseydim!"
"Ay! Benim neden gereksiz bir ikizim var ki!" diyerek Mira üst kata doğru sinirli adımlarla ilerlemişti.
Merih" Bana laf sokarken kendine de laf sokuyorsun canım kardeşim" dediğimde Mira durmuştu.
"Ya baba!" dediğimde Berkay'la birbirimize bakarak gülmeye başladık. Merih ve Miranın bu halleri Ege ile olan o güzel anılarımızı aklıma getirmişti. O zamanlarda birbirimizi yerdik ama asla kopamazdık.
Berkay "Tamam geçin bakalım salona yine ne olduğunu tek tek anlatacaksınız. Olmadı artık sizi başka bir okula yazdıracağız." Dediğinde Mira ve Merih hiç ikiletmeden salona geçmişlerdi ve olanları tek tek anlatmaya başlamışlardı. Miranın son dediği şeyle gözlerimiz yerlerinden çıkacak kadar büyümüştü.
Berkay " Sırrımız ortaya çıktığına göre artık burada duramayız." Dediğinde sonran gözlerle Berkay'a baktım.
"Nereye gideceğiz bu sefer"
"Biz gitmeyeceğiz. Merih ve Mirayı Salvatore Okuluna göndereceğiz..."
(Günümüz...)
"İnanmıyorum ben...Unuttunuz sanmıştım." Diyerek masaya doğru ilerledim. Ege gülerek pastaya bakıyordu.
"Sen unutsan da ben unutmam ikizim" dediğinde gözlerim dolu bir şekilde etrafa baktım. Bu gün doğum günümdü... Ormanın bu bölümü öyle güzel süslemişlerdi ki... Harikaydı. Gece elinde büyük bir pasta ile yanımıza gelmişti.
"Evet yengecim...Canım sevgilim bir dilek tutun ve mumları üfleyin" dediğinde Egeye baktım. Elini uzattığında sıkıca tuttum.
"Ne dileyeceğimiz belli değil mi ikiz?" dediğimde gülerek ve dolu gözlerle başını salladı.
"O zaman 3...2...1 " dedim ve derin bir nefes aldık. Benim dileğim ' hiçbir zaman ayrılmamayaydı' dileğimi içinden diledikten sonra Ege ile aynı anda mumları üflemiştik. Ben gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara ile ağzımdan ufak bir çığlık kaçmıştı. Berkay yere diz çökmüştü ve elinde bir kutu ile umutla yüzüme bakıyordu. Diğerlerine baktığımda bunun planlandığını anlamıştım. Doğum günüm için burada değil... Teklif için buradaydım.
" Alaram...Benim dünyam çok soğuk, karanlık ve ıssız... Önümü göremiyorum... Şimdi sana güllerle yol yapmak istedim ama bu başkasının bir düşüncesi ve herkes onu kopyalayarak yapıyor. Ben bunu...bu güzel günü başkasının düşüncesi ile yapmak istemedim." Gözlerim dolmuş bir şekilde Berkay'ı dinliyordum. "Benim hayatımda bir eksiklik vardı...Ve ben o eksikliği seninle tamamladım Alara. Biz böyle çok güzel olduk..."
"Onca şeyden sonra" dediğimde ellerimi tuttu.
"Eğer onca şey olmasaydı...Birbirimizin kıymetini asla anlamazdık. Şimdi sana soruyorum Alara Korel... Benim karanlık dünyamı aydınlatıp ateşim olur musun? Benimle evlenir misin?" gözlerim dolu bir şekilde Berkay'a bakıyordum. Benden bir cevap bekliyordu. "Yoksa hayır ben bununla asla evlenmem. Hayatımı mahvedemem mi diyorsun?" dediğinde göz yaşlarımın içinde gülmeye başladım.
"Sen benim hayatımın eksik parçasısın. Bir yapboz gibi hayatımda tam yerini buldun... " dedim gözyaşlarımın akmasını umursamadan "Evet...Evet...Evet senin karanlık yolunda ateşin olurum." Dediğimde Berkay siyah küçük kadife kutunun içinden yüzüğü çıkartıp parmağıma taktığında diğerlerinden yüksek bir alkış sesi olmuştu. Berkay yerden kalktı ve belimden tutarak beni kendi etrafında döndürmeye başladı. "Seni çok seviyorum melezcik" dedi ve durdu. Yüzümü ellerinin arasında aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Kız / Karanlık İz
VampireAnnesi kurt babası melez olan bir ailede iki tane ikiz kardeş. Biri hilal kurdu biri melez. Gittikleri okullardan sürekli atıldıkları için Mystic Falls daki Salvatore okuluna giderler. Tabi gittikleri günden itibaren Alara ve Egenin başından bela ek...