Boğazım parçalana kadar bağırmıştım. Berkay öksürerek yere düşmüştü. Onun yanına gitmeye çalışıyordum. Ama beni tutan adam yüzünden ve kazık yüzünden hareket bile edemiyordum. Her hareketimde canım yanıyordu. Ama Berkay kadar değildir. Ela gözlerinden yaş geldiğini gördüğümde adamın elinde daha çok çırpındım. Berkay şuan gözlerimin önünde can çekişiyordu ama ben hiçbir şey yapamıyordum.
"Abi kapatma gözünü!" diye Kuzey bağırmıştı. Berkay öksürerek Bahadırın elinden kurtulmaya çalışıyordu.
"Bahadır bırak onu!" dediğimde Berkayı sert bir şekilde yere bırakmıştı.
"Sen iste bırakırım tabi melezcik" dedi ve yanıma geldi. "Ona me-melezcik deme!" diyerek Berkay Bahadıra seslenmişti. Ama o gülerek benim hizama indi. Arkamdaki adamdan kazık aldığında gözümün içinde bakarak karnıma saplamıştı. Gözümden bir yaş daha süzüldü.
"Hadi ama Berkay için mi ağlıyorsun sen?" Adamın elinden kurtulmaya çalışarak:
"Seni öldüreceğim duydun mu! Berkay illaki kalkacak senin leşini ayaklarımıza sereceğim anladın mı! "
"Hahaha Berkayın'ın uyanacağını mı düşünüyorsun? Bak lan sevgiline. "Diyerek yüzümü sert bir şekilde Berkaya çevirmişti. "Sevgilin olacak adam 2 hatta bilemedin 3 gün sonra ölecek. Neden biliyor musun? Avcıların başaramadığını başarım. Avcıların zehri şuan sevgilinin kanında "dediğinde gözlerimi Berkaydan çekmedim. Öksürdüğünde ağızından kan geldiğini görmüştüm. Ağlamam git gide artmaya başlamıştı. Bahadır elini yüzüme götüreceği sırada yüzünü tükürmüştüm.
"Orosbu çocuğu!"
"Yetti lan" dediğinde elindeki şırıngayı çıkartıp boyuna doğru yaklaştırdı. "Tut şunu" dediğinde adam daha sert bir şekilde tuttu. Bahadır yüzümü yine sert bir şekilde tutarak yana yatırdı.
"Uyandığında sevgilinin zamanı azalacak" dedi ve elindeki şırıngayı boynuma enjekte etmişti.
"Seni öldürece-"
**********************
Sarsılarak gözlerimi açmıştım. Kuzey başımda bekliyordu. "Alara uyan" dediğinde gözlerimi tamamen açarak ona baktım.
"Berkay" diye bağırarak yerimden doğruldum. Onu gördüğümde hemen yanına doğru koştum. Berkay yerde öylece baygın duruyordu. Berkayı nazikçe salladığımda gözlerini hafif aralamıştı. Ama gözleri kanlanmaya başlamıştı.
"İyi olacaksın sevgilim" diyerek Kuzeye döndüm. "Onu hemen Tunç'a götürmemiz lazım" dediğimde Kuzey geri geri yürüdü ve kurda dönüştü.
"Sırtıma koy Alara" dediğinde Berkayın canını yakmamaya özen göstererek çimlerin üstünden kaldırdım. Kuzeyin sırtına koyacağım sırada kendini ağaçların altına attı.
"Berkay"
"Git Alara. Beni böyle görmeni istemiyorum. "
"Saçmalama" diyerek sırtından tutup ona yardım etmeye çalıştım. Bu hali beni korkutuyordu. Ben ne zamandır baygındım? Zehir ne kadar hızlı yayılmıştı? Berkay bir süre kan kusmaya devam etti. Bir yandan beni itiyordu. "Git melezcik bakma" Gözlerinden bir yaş geldiğinde canı çok yanıyor olmalı. Onun o gözyaşı kalbime bir hançer gibi saplanmıştı.
"İnkar etme Berkay. Yanında olacağım. Bir yere gitmiyorum " sesim titriyordu. Ağzındaki kanı koluna sildikten sonra Kuzeye baktı.
"Abini sırtında taşıyacaksın ha?"
"Atla" diyip Berkayı Kuzeyin sırtına çıkartmıştık. "Sıkı tutun abi. Hızlı koşacağım "dedi. Berkayın teni fazlasıyla soğuktu. Bir kurda göre çok soğuktu. Bu nasıl bir zehir? Berkay sıkıca tutunduğu sırada Kuzey bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Kız / Karanlık İz
VampireAnnesi kurt babası melez olan bir ailede iki tane ikiz kardeş. Biri hilal kurdu biri melez. Gittikleri okullardan sürekli atıldıkları için Mystic Falls daki Salvatore okuluna giderler. Tabi gittikleri günden itibaren Alara ve Egenin başından bela ek...