KAVGA

1.7K 96 47
                                    

Emre yerinde dikleşti ve telefonundan bir şarkı açtı. Şarkı dediğime bakmayın daha çok insanı geren, insanın içine korku saran bir sesti. Seslerin içinden tırnaklama sesleri geliyordu ve beni biraz sinirlendirmişti. Emre hepimize baktıktan sonra anlatmaya başladı." Duvarlarımın ardından gelen rahatsız edici tırmalama sesinin sadece fareler olabileceğini düşünmüştüm. Çok fazla kafaya takmadım çünkü evim tahtadan yapılmıştı. Biraz eskiydi. Ayrıca ormanın yanındaydı. Börtü böcek evin her zaman bir yerlerinden çıkardı. Ama bu evi yok pahasına almıştım. Neredeyse bedavaya vermek için bana teklif etmişlerdi. Evin içinde bazı köşelere fare kapan, fare zehir ve kapsüller koydum. Hatta bu sesler kesilmeyince böcek ilaçlama sevisini bile çağırdım. Ancak tırmalama sesleri 1 hafta daha devam etti. Onları duymazlıktan gelmeye çalıştım. Ama evin içi tırmalama sesleri ile doluyordu. Sesler sadece duvarlarda değil. Havada evin her yerinden geliyordu. Sanki tahtaya sürtülen bir bıçak sesi gibi." Dedikten sonra durdu. Ve derin bir nefes aldı. " Tırmalama sesleri odadan odaya beni takip ediyordu. Bazen o sesler öyle bir artıyordu ki. Evin duvarlarında tırmalanmamış duvar kalmamış gibi. Gece her yattığımda başımın arkasındaki duvarda başlıyordu sesler. O kadar rahatsız ediciydi ki uyuyamıyordum. Yine de bir şey yokmuş gibi devam ettim. Ta ki sabah korkunç bir tırmalama sesini duyana kadar. Bu sesler bir süre sonra yumruk seslerine ve bir süre sonra tiz bir çığlık ve ağlama seslerine dönüştü. Daha önce hiç böyle bir şey duymamıştım. Bu sefer böcek ilaçlama servisini değil. Direk polisi aradım. Polisin ne olduğunu bulmaları uzun sürmedi. Duvarların içinden küçük bir erkek çocuğu çıkardılar. Benim duvarlarımın içinden. Ben şoka girmiştim. Çocuk pislik içindeydi. Göz bebekleri korkudan kocaman olmuştu. Polislere son birkaç haftadır yaşadıklarımı anlattım. Ve bu seslerin bir fare yada haşerilere olabileceğini düşündüğümden bahsettim. Şanslıyım ki polis bana inandı. O akşam çocuğu merak ettiğim için polisi aradım ama anlatacak pek fazla bir şey yoktu. Çocuk açlık ve halsizlikten halüsinasyonlar görüyordu. Çocuğu 1 haftadır yanlışlıkla zehirlemediğim için minnettarım. Evin her bir tarafında fare zehirleri vardı. Çocuk konuşmaya başlamıştı. Ama polislerin söylediğine göre bunlar hiç mantıklı cümleler değildi. Duvarların arasında kendisinin bir şeyin tuttuğuna inandırmıştı. O şeyi açlığını bastırmak için çocuğu orada tuttuğunu söylemişti. Herkes onun korkudan halüsinasyon gördüğüne inandı. Onun için çok üzüldüm zavallı çocuk. Sonunda biraz dinlene bilir ve rahat bir uyku çekebilirdim. O gece hiçbir korku olmadan yatağımın içine girdim. Kısa bir süre sonra gecenin sessizliğini parçalayan telefon sesi ile irkildim. Ve telefona cevap verdim. Hattın ucunda polis vardı. Ve bağırıyordu. Birkaç aramadan sonra çocuğun ailesini bulmuşlardı. Duyduklarımın karşısında ufak çaplı bir şok yaşadım. Çocuk çok yakın bir zamanda kaybolmuştu. Ve rapor edileli daha 2 gün olmuştu" Emre anlatmaya devam ederken arkadan gelen gerilim sesi beni aşırı derece de germişti. Herkes susmuştu. Ve kimse yorum yapmadan Emre'yi dinliyorlardı. " Çocuğun bu sesleri benim onları duyduğum zamandan beri yapıyor olması imkansızdı. Tırmalama seslerinin sebebi ne bu çocuktu nede fareler. Korku birden göğsümün derinlerine bir bıçak gibi saplandı. Başımın arkasındaki duvarda tekrar yavaşça başlayan tırmalama sesleri ile birlikte" diye cümlesini bitirdiğinde aniden yüksek sesle ile her yer bembeyaz olmuştu. Korku beni ele geçirdiğinde dolayı o yüksek ses ve ışık ile bağırmıştım. Tek ben değil. Eylül ve Gecede çığlık atmıştı. Gözlerimi açtığımda ben Berkaya, Gece Egeye ve Eylülde Emreye sımsıkı bir şekilde sarılıyordu. Bizim bağırmamıza karşılık erkekler gülmeye başlamıştı. Onlardan ayrıldığımızda yüzümüze bakıp daha şiddetli bir şekilde gülmeye başladılar.

"Sen yaptın değil mi!" diyerek sinirle Berkayın göğsüne vurdum. Sert vurmuş olmalıyım ki gülmesi son ermişti ve öksürmeye başlamıştı.

"Öldüreydin Alara çocuğu" diyerek Ege bana seslenmişti. Berkay öksürmeyi bırakıp tekrar bana baktığımda geniş bir şekilde sırıttı.

"Evet ben yaptım. Ne yapayım. Emrenin hikayesine öyle bir yoğunlaşmışsınız ki bunu yapmaz isem içimde kalırdı."

Melez Kız / Karanlık İzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin