(Düzenlendi.)
Saçlarını oynamam için dizime uzanmış Gamze'yi saçlarını oynayarak avutmaya çalışıyordum. İkimizden de ses çıkmıyordu uzun süredir. Yaklaşık iki saattir odalarındaydık. Handeyle ona ait olan odada. En son odaya girerken kapıyı kilitlemişti. Daha cenaze defnedilmediği için salon aşırı kalabalıktı. Ağlamalardan, Hande hakkında konuşmalardan rahatsız olunca onu odaya getirmiştim. Annemler içerideydi, Fatihler ise ayak işlerine koşuşturuyordu.
Odanın kilitlendiğini Melih abi duyduktan sonra açmaya çalışmıştı ama açamamıştı. Bana Gamze'ye göz kulak olmam için mesaj atmıştı en sonunda. Yanımdaki telefonum çaldığını gördüm. Titreşimdeydi dünden beri. Fatih'ti arayan. Meşgule verdim sonra aramak için. Şu an Gamze ile ilgilenmem gerekiyordu. Onun kadar olmasa da canım yanıyordu. Hayatımda ilk defa birini kaybetmiştim. Kendisini sadece fotoğraflarda veya videolarda görecektim artık. Sesini her aradığımda duyamayacaktım.
Sırdaşımı, kız kardeşimi, yakın arkadaşımı kaybetmiştim. Ve bu hayata ilk defa birini verdiğim anlamına geliyordu.
Kafasını sanki daha da yerleşmek istercesine oynattı, ardından derin nefes aldı. Saçını okşamaya devam ederken eğilip yüzüne baktım. Gözlerini kapatmış ve uyumuştu. Son iki gündür asla uyumamıştı. Uyuması için ısrar etsem de uyumamak adına direniyordu. Sol kolu alçıdaydı, alnı kaza sırasında küçük bir yarılma olduğu için oraya dikiş atılmış ve pansuman yapılmıştı. Kafasına ve koluna dikkat ederek onu yatağına yatırdım. Sağıma döndüğümde Hande'nin yatağıyla karşılaştım.
Lila rengini çok sevdiği için yatak örtüsünü o renkte serilmişti. Komodinde sevdiği çiçek olan kırmızı güller ve düz, beyaz renkte bir defter vardı. Yatağında da bizimle, ailesiyle ve diğer arkadaşlarıyla çekilmiş fotoğraflar duruyordu. İster istemez gözlerim doldu. Çok özlemiştim onu. O maviş gözlerini, merhametini, durmadan insanları deli etmeye çalışmasını, akıl hocalığı yapmasını...
Yanağımdan akan yaşı silmedim. İçin için ağlamaya başladım. Çıt çıkarmıyordum Gamze uyanacak diye. Tıkanan burnumdan nefes almaya çalıştım. Eğer ağzımı açarsam, açtığım an hıçkırık kaçacaktı.
Nefes almak ve kendime gelmek amaçlı balkonlarına çıktım. Cam balkonun üst tarafını açıp içeriye havanın girmesini sağladım. Ortam soğuk olmasına rağmen daha soğumuştu. İliklerime kadar hissetmiştim havanın soğukluğunu. Yağmur, bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Arada gürleyen gök, ağlamamı bastırıyordu.
Yanağımı talan etmiş yaşları silip gözlerimi kapattım. Burnumdan nefes alıp ağzımdan yavaşça verdim. Kendimi bırakmamalıydım. Gamze'nin yanında bunu yaparsam o daha da kötü olacaktı. Durmadan ağlayacak, kendini hırpalayacaktı.
Son arananlardan Fatih'i aradım. Sadece bir kere çalmasının hemen ardından açtı. "Beni aramıştın," dedim alçak seviyede. "Gamze uyuyordu açamadım."
"Uyudu mu sonunda?" diye sordu. Sorusunu mırıltılarla onayladım. "Siz neredesiniz? Sana sarılmak istiyorum."
"Geldik güzelim," dedi boğuk bir sesle. "Sokağın başındayız."
"Tamam, gelince Gamzelerin odasına gel."
Kısaca 'tamam' dedi. Telefonu kapatıp cebime koydum. Kapının camından Gamze'ye baktım, hiçbir şey olmamış gibi uyuyordu. Uyandığında ortalığı yıkacak o değilmiş gibi, masumca uyuyordu. Nasıl bir ruh hali içinde olacak hiç bilmiyordum ama her zaman yanında olacaktım. Şu puslu günü bir nebze de olsa atlatana kadar yanında hep olacaktım.
Sessizce içeriye girip fotoğraflara dikkat ederek Hande'nin yatağına oturdum. Fotoğraflı tek tek elime alıp inceledim. İlk fotoğrafta ailesiyle çekilmiş bir fotoğrafları vardı. Lise mezuniyetiydi bu. Ayşe teyze ve Rıza amcayı ortalarına almış, ikisi de iki yana geçmiş, keplerini havaya kaldırıp sırıtmışlar. Burukça gülümsedim. Diğer fotoğrafta bebeklik fotoğrafları vardı. İkisi de ellerini sıkıca tutmuş uyuyorlardı. Başka bir fotoğrafta tanımadığım arkadaşıylaydı. Büyük ihtimal üniversiteden arkadaşıydı. Diğer iki fotoğrafta üçümüz vardık. Tam kadro olan fotoğrafımız da vardı birkaç tane. En çok annesi ile vardı fotoğrafı. Babasından çok ona düşkündü. Gamze onun tersine babasına düşkündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ GÜZELİ - Tamamlandı
ChickLitSesi nahif, sakin, yatıştırıcıydı. On saat söylese sıkılmaz yine dinlerdim onu. 'Dur bekle kokunu içime çekeyim' Şarkının dediğini yaptı. Yüzünü boynuma yaklaştırıp derin bir nefes aldı. Saçları yüzümü gıdıklandırınca kıkırdadım. Şarkının ve onun b...