(Düzenlendi.)
Bana doğru gelen adım seslerini duyduğumda ellerimi kendim çekip bekledim. "Berfu," abimin sesiydi. "Nasılsın güzelim?"
Muhtemelen yan tarafımdaydı ama ben dik bir halde oturuyordum. "İyiyim abi, sen nasılsın?" kolumdan tutulup kaldırıldım. "Ben de iyiyim."
Yavaş ve küçük adımlarla, kolunda ilerliyordum. Dersin bitmesiyle birlikte Fatih yanımdan ayrılmıştı. Abimin gelip de tantana çıkarmaması içindi bu önlem. Arkadaşım olsa da bir faydası yoktu açıkçası. Abim sayesinde arkadaşım olmasının mutluluğunu yaşayamıyordum.
Araba bindiğimde arkama yaslanıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Abim motoru çalıştırmadan kemerimi bağladı. "Melih bizi biriyle tanıştıracakmış," sesi meraklı çıkıyordu. "Kimmiş peki?" derin bir nefes aldığını duydum.
"Üvey kardeşi," dedi. "Ben de hiç tanışmadım. Zaten yanına taşınalı birkaç gün oldu, ondan öncesinde de Melih tanıştırmamıştı."
Melih abinin annesi ve babası, o lisenin başındayken ayrılmışlar. Yani yaklaşık on yıl oluyordu. Annesi adamın biriyle evlendikten sonra da bir çocuğu daha olmuştu. Bir tane kız kardeşi olduğunu biliyordum ama hiç adını, sanını bilmiyordum ki zaten küçük bir kızdı. Bu küçük kız dışında başka bir kardeşi daha olduğunu asla bilmiyordum.
Garipseyen bir sesle, "Onun sadece kız kardeşi var sanıyordum," dedim. Bu sırada açılan pencereden içeri giren rüzgar saçımı savuruyordu. "Ben de öyle sanıyordum ama değilmiş. Kardeşi şehir dışında okuyormuş, Ankara'ya da bu dönem gelmiş, onun yanına da anca taşınmış."
"Meraklandım açıkçası," güldü. O gülünce ben de gülümsedim. "Bence bu kadar sorgu suali biraz da Melih'e yap, ne dersin?"
Kafamı salladım. Haklıydı aslında, pek bir bilgisi olmamasına rağmen anlatması için beklemiştim.
"Melih abiyle buluşmaya mı gidiyoruz?" olumsuzca ses çıkardı. "İlk önce eve uğrayacağız, sonra da kafeye gideceğiz."
Eve gelişimizle odama geçişim bir olmuştu. Kendimi sırt üstü yatağa bıraktım. Ellerim direkt saçlarımı buldu. Yumuşacık saçlarımı parmaklarıma dolayıp dolayıp çözüyordum. Canım sıkıldığında veya uykum geldiğinde hep bunu yapıyordum.
Melih abinin kardeşiyle umarım iyi anlaşabilirdik. Bir tane daha arkadaşımın olması fena olmazdı ama bu sefer düzgünce tanımam daha iyiydi. Kız olması ise ayrı bir iyi olacaktı benim açımdan. Fatihle her şeyi konuşabileceğimi düşünmüyordum ama kız arkadaşım olursa onunla her şeyi konuşabilirdim.
Tabii bu abim açısından da iyi olurdu benim açımdan da. Abimin yerli yersiz kıskançlıklarına son vermiş olurdum.
"Berfu, sandviç yapayım mı sana da?" yakınımdan gelen sesle uzandığım yerden doğruldum. "Olur ama biber koyma içine."
"Tamam," uzaklaşan adım seslerinden sonra ayağa kalktım. Değneğimle birlikte odamdan çıkıp mutfağa geçtim. Çatal ve tabak seslerinden abimin sandviç hazırladığı belli oluyordu.
Sandalyeye otururken, "Doğum günümde evdeyiz değil mi?" diye sordum. Her yıl olduğu gibi bu yıl da evde olurduk muhtemelen. Halamlar, babaannemler ve amcamlar gelir, kısa bir 'iyi ki doğdun' seremonisinden sonra mumları üfler ve sonra da yerdik.
Kendimi bildim bileli doğum günüm genellikle böyle geçmişti, alışkındım.
"Evdeyiz diye düşünüyorum," dedi. "Herhangi bir sürpriz bir plan olmazsa evdeyiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ GÜZELİ - Tamamlandı
ChickLitSesi nahif, sakin, yatıştırıcıydı. On saat söylese sıkılmaz yine dinlerdim onu. 'Dur bekle kokunu içime çekeyim' Şarkının dediğini yaptı. Yüzünü boynuma yaklaştırıp derin bir nefes aldı. Saçları yüzümü gıdıklandırınca kıkırdadım. Şarkının ve onun b...