20: İş

264 11 0
                                    

(Düzenlendi.)

3 ay sonra...

Bu rüya bitmemeliydi. Duyduğum ses rüyada olabilirdi. Gerçek olmamalıydı, çünkü hâlâ uykum vardı.

Alarm sesi...

Her şeyi bitiren, uykumun içine eden o alarm sesi.

Kafamı yastıktan hafifçe kaldırıp zoraki açtığım gözlerimle ikizlere baktım. Hande yerinde değildi ama Gamze mışıl mışıl uyuyordu. Yattığım yatağın kenarına çıkardığım terliğe uzandım. Rastgele ona doğru fırlattım uyanması için. Çağırınca uyanmama gibi bir huyu vardı. İllaki gidip dürtülmesi gerekiyordu fakat ben kendimi ayağa kalkacak kadar zinde hissetmiyordu.

İrkilerek gözlerini açtı. "Kapat şu alarmını!" diye bağırdım sinirle. Hafta sonuydu. Okul yoktu, ne diye alarm kurardın ki! Uyku sersemi olduğu için bir şey demeden kapattı. Dün gece ikizlerde kalmıştım. Babamdan izin alırken ilk ve son diye izin almıştık. Her gencin söylediği minicik yalanlardan biriydi.

Yatakta yüzüstü dönüp örtüyü boğazıma kadar çektim. Huzurla uykuya dalacağımı düşünürken bu sefer çok hızlı bir şekilde odanın kapısı açıldı. Hızlı olmasıyla kalmayıp gereğinden fazla gürültü de çıkarmıştı. "Kızlar!" diyen Hande'nin sesini duydum. "Uyanın hadi," sesi o kadar şen şakrak geliyordu ki benim şu uykulu halime bin basardı. "Kahvaltı hazır!"

Uyanan zihnimi tekrar uyutmaya çalışmayı denedim. Örtüyü kafama kadar çektim ama bana mısın demedi. Üstümden ışık hızıyla çekilip alınan örtüyü tekrar üstüme örttüm. Hande bir yandan ben bir yandan asılıyordum. "Bıraksana kızım ya!" dedim dişlerimin arasından. "Beş dakika daha uyuyacağım."

Beni tınlamadan örtüyü çekince ellerimin arasından kayıp gidiverdi. Gözlerimi açtım, tepemde dikiliyordu. "Kalk, kalk, kalk!" dedi kolumdan çekerek. Doğrulmamla başıma aniden ağrı saplandı. Dün gece geç uyumuştuk onun ağrısıydı bu. "Git elini yüzünü yıka, sonra mutfağa geç," yataktan kalktığımda Gamze'nin yanına gitmişti.

Ayşe teyzeler evde değildi. Akrabalarına gittikleri için kızlar evde tek kalmıştı. Bunu fırsat bilip beni de kalmam için ısrar etmişlerdi. Yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Hazır olan masanın köşesinde Hande'nin telefonu duruyordu. Saate baktım. Öğlen 1'e geliyordu. Sabahın altısında uyursak olacağı buydu.

Yuvarlak masanın çevresine sıralanmış sandalyelerden birine oturdum. Yüzümü yıkasam dahi uykum vardı biraz. Dirseğimi masaya koyup çenemi de avuç içime koydum. Gözlerim istemsizce kapanmıştı ama kızların çıkardığı sesleri duyabiliyordum.

Telefonumun zil sesini duydum. Acıyan gözlerimi araladım. Hande karşıma geçmiş telefonumu uzatmıştı. Ekrandan gördüğüm kadarıyla arayan Fatih'ti. Uykulu sesimle, "Efendim canım?" dedim.

Onun sesi benimkine tezat aşırı canlıydı. "Uyandırdım mı?" diye sordu. Sırtımı sandalyeye yaslarken, "Hayır," dedim. Gerinmek için daha da geriye bıraktım kendimi.

"Mükemmel haberlerim var!" dedi hızlı hızlı. Sesi canlı olması dışında aşırı heyecanlı gibiydi. "Seni görmem lazım."

Çay koyan Gamze'nin önüne bıraktım çay bardağını. "Şimdi kahvaltı yapacağım," dedim bardağı geri alırken. Bardağı tutmaktan yanan parmak uçlarımla kaşlarım çatıldı. "En fazla bir saate hazır olurum."

Vızır vızır araba sesleri geliyordu Fatih'in tarafından. "Tamam," dedi. "Ben sana konum atarım."

Çayımdan bir yudum alırken, "Hımhım," dedim. Öpücükler ve vedalaşmadan sonra kapattık telefonu.

YAKAMOZ GÜZELİ - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin