Daha fazla kendimi aç bırakamayacağım için baldırlarımın üstünde duran bilgisayarda oynayan filmi durdurdum. İzlediğim filmin yarısına geldiğimi görmemle beraber bilgisayarı yanıma bırakırken dakikalardır aynı pozisyonda film izlemekten dolayı ağrıyan boynumu ve belimi esnettim.
Filme başladıktan on dakika sonra acıktığımı hissetmiştim fakat filmi bırakmamak adına yemek yemeyi sürekli ertelemiştim. Fakat artık o kadar acıkmıştım ki filme odaklanamıyordum, film devam ederken benim aklımdan yiyeceğim olası yemekler geçiyordu. Gerçekten Chae'ye benzemeye başlamıştım.
Yatakta son kez gerindikten sonra ayağa kalkarak telefonumu elime aldım ve odamdan çıkarak aşağıya doğru adımladım. Havanın kararmaya başladığını fark etmemle beraber telefonumdan saate baktım. Tahmin ettiğim gibi Jungkook'la olan mesajlaşmamın sonunda odama çıkmış ve biraz şekerleme yaparak birazda film izleyerek günümü geçirmiştim. Daha saat geç değildi, hava yeni yeni kararıyordu.
Bugün izlediğim dördüncü filme devam edemememin sebebi olan açlık sorunumu gidermek için mutfağa gelmiştim şimdide. Jennie ve Jisoo'nun ne yaptığını merak ettiğim için telefonumu elime alarak onlara mesaj atarken, onların cevap vermesini bekledim. Fakat bir kaç dakikanın ardından hala bir cevap gelmeyince kalçamı masaya yaslayarak ne yiyeceğimi düşünmeye başladım.
Hızlı, pratik ve oldukça lezzetli olduğu için sebzeli ramen yapmaya karar vermemle beraber buzdolabına ilerleyerek istediğim sebzeleri dolaptan çıkarttım. Dolabı kapatarak elimdeki sebzeleri tezgaha bırakırken hepsini iyice yıkayarak temizledim. Doğrama tahtasınıda önüme alırken sebzeleri jülyen bir şekilde doğramaya başladım.
Telefonumdan gelen bildirim sesiyle beraber hareketlerimi durdururken ekranın kapanıncaya kadar olan sınırlı zamanında Jisoo'nun bana cevap olarak attığı mesajı okumaya başladım. Ekranın kapanmasıyla mesajı okuduğum için geri açma tenezzülünde bile bulunmazken doğradığım sebzeleri başka bir tabağa koyarak doğramadıklarıma geçtim.
Jisoo, Kai'nin bugün izin günü olduğunu ve bu yüzdende Jennie'ye buluşma teklifinde bulunduğunu yazmıştı. Altada bizim kızın hemen kabul ettiğini ve yaklaşık iki saatte hazırlandığı için bir sürü sitem dolu cümleler kullanmıştı. Gülerek başımı iki yana sallarken bir yandanda sebzeleri doğramaya devam ediyordum.
Jisoo ise Namjoon'un onlara geldiğini ve evde beraber vakit geçirdiklerini yazmıştı. Aynı gün içerisinde hem Namjoon hemde Jimin'in bir anda eski hallerine dönerek sevgililerine ilgi göstermesi beni işkillendiriyordu. Ne olmuştu onlara böyle?
Bizim Jisoo ve Chae ikilisiyse bunun ilginçliğini önemsemeyerek bir nevi affetmişlerdi sevgililerini. Onlara bir şey diyemezdim bu saatten sonra, mutlu hissetmeye ihtiyaçları vardı. Hem nerede görülmüştü ki kalbin, aklı dinlediği?
Bunları düşünürken kapının çalmasıyla beraber doğrama işini bırakıp, bıçağı kesme tahtasının üstüne koyarak ellerimi yıkadım ve şortumun arkasına silerek hızlıca kuruladım. Kapının ardındaki kişi durmadan kapıya vurmaya devam ederken göz devirerek elimi kapı kulbuna attım ve yana çevirerek kapıyı açtım. Gördüğüm kişiyle beraber yüzüme sahte, koca bir gülümseme yerleştirdim ve gözlerimi kırpıştırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dimple / liskook
Fanfiction[ Yetişkin İçerik Barındırır ] +82*** *** ** **: Yarın ki yarışa hazırsın, unutmadın değil mi? Jungkook sen misin? +82*** *** ** **: Hayalllerimin adamı, yakışıklı prensim v...