19 - rich friend

6K 449 412
                                    

Kısa bir süre sonra okula gelmemizle beraber Jungkook arabayı park etmiş, bizde arabadan inerek adımlarımızı kafeteryaya çevirmiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kısa bir süre sonra okula gelmemizle beraber Jungkook arabayı park etmiş, bizde arabadan inerek adımlarımızı kafeteryaya çevirmiştik. Tabii bu o kadar kolay olmamıştı. Çünkü uykusundan uyandırılan Min Yoongi tahmin ettiğimizden daha fazla zorluk çıkarmıştı.

"Anlamıyorum bıraksaydınız beni arabada uyurdum ne güzel. Sizde yatağa mı kafeteryaya mı nereye gidecekseniz giderdiniz."

Ağzından çıkan kelimeleri başta gülerek dinlesemde sonunda ima ettiği şeyle beraber anında gözlerim açılırken, hemen Jungkook'a bakmıştım. Sırıtarak bana baktığını görmemle beraber göz devirerek başımı iki yana sallamış ve adımlarımı hızlandırarak onları geride bırakmıştım.

"Ay ne dedim ben şimdi de sinirlendi gitti bu? Tuvalet köşelerinde öpüşürken hiç bunları düşünmüyordun küçük baldız."

Onlara dönmeden orta parmak çekmiş ve kafeterya kapısından içeri girmiştim, anında vücudumla temas eden sıcak hava beni rahatlamıştı. Adımlarımı bizimkilerin oturduğu masaya doğru yönlendirmiş, yanlarına gelince hızlı bir selam verdikten sonra üstümdeki kürkümden kurtulmuştum. Sandalyemin arkasına attıktan sonra oturdum ve saçlarımı geriye doğru attım.

"Jungkook ve Yoongi nerede?"

"Biri Min Şeker mi dedi?" Tam ağzımı açıp cevap verecekken, Yoongi'nin heyecanla konuşarak yanımıza gelmesi buna engel oldu. Tekrar göz devirip geriye yaslandığımda, yanıma çekilen sandalyeyle beraber bakışlarımı oraya çevirdim.

"Ne var, izin mi almam gerekiyordu?" Gülerek Jungkook'a karşılık başımı iki yana salladım. "Ne yapıyoruz şimdi?" Seok Jin'in ortaya attığı soruyla beraber omzumu silktim. "Onu da siz söyleyin, beni tatlı uykumdan bölen ve buraya getirttiren sizsiniz. Birde Yoongi uyandırdı, kabus gibi uyandım anlayacağınız."

Yoongi yerinde dikleşerek, masada öne doğru eğilmiş ve tek kaşını kaldırarak ağzını aralamıştı. "Şuna bak, nankör! Benim tarafımdan uyandırılmak isteyen kaç kız var sen biliyor musun?" Ağzım açılırken anında kırdığı potu fark etmiş ve sevgilisine dönmüştü. Biz onların atışmasını gülerek dinlerken, bu durumdan sıkıldığı her halinden belli olan Jimin konuştu.

"Bowlinge gidelim bence."

Anında önerisi büyük bir ilgi toplarken, onu başımla onayladım. "O zaman iddia da koyalım ortaya, ben boşu boşuna oynamam." Omuz silkerek arkama yaslandım. Hepsi beni onayladıktan sonra iddianın ne olacağı konusunda tartışmaya başladılar.

"Bence bowlingten sonra yemeğe gidelim, zaten o zamana kadar acıkırız. İddiayı kaybeden takımda yemeğin hesabını ödesin." Jisoo'nun fikri herkesin aklına yatmışken, hepimiz onayladık.

"Eğer kaybeden takımda olursam ben öderim."

Hepimiz büyük bir şaşkınlıkla Seok Jin'e bakarken, o marka olan araba anahtarını kaldırmış ve adeta gözümüze sokarcasına sallamıştı. "Zenginim ben bir kere." Gülerek oturduğum sandalyeden kalkmış ve kürkümü geri üstüme geçirmiştim. "Hadi o zaman ne bekliyorsunuz?"

dimple / liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin