14 - a heartbroken child

6.8K 475 395
                                    

Hoseok'tan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hoseok'tan

"Chungha? Orada rahat ve huzurlu musun? Beni özledin mi? Biliyor musun... Ben seni çok özledim." Yere eğilerek mezar taşının karşısına doğru oturdum ve gözyaşlarımı umursamadan konuşmaya devam ettim.

"Bu sefer biraz geç geldim, özür dilerim. Bazen sadece unutmaya çalışıyorum. Zor geliyor, daralıyorum yokluğunu düşündüğümde. Unut ve yaşamaya devam et dedikçe kendime, sana ihanet ediyormuşum gibi geliyor. Bu yüzden düşüncelerimle boğuşurken biraz geciktim sevgilim."
Elimi toprağa bastırarak orada gezdirirken, yanımda getirdiğim bir demet kiraz çiçeğini yerleştirdim kiraz çiçeğimin üstüne.

"Senin için getirdim bunları, en sevdiğinden."

"Hoseok..." Jimin'in konuşmasıyla beraber ona omzumun üstünden kısa bir bakış attım. "Jimin biraz daha, lütfen." Susmasıyla beraber geri döndüm sevgilime. "Çocuklar seni çok özledi Chungha. Toprağa giren sensin ama ölen benim sevgilim." Ellerimi çırparak topraktan temizledikten sonra gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.

"Çocuklar aynı, bıraktığın gibiler. Jungkook klasik Jungkook. Jimin'de yanımda görüyorsundur, sapa sağlam. Namjoon, Yoongi, Jin ve Tae'de iyi, merak edersin şimdi sen." Ağlamaktan kızarmış gözlerimle hafif bir şekilde tebessüm ederek ayağa kalktım ve üstümü silkeleyip son kez vedalaştım onunla.

"Sanırım duygusala bağladım sende fark ettin mi? Hiç böyle değildim ben, neyse güzel şeylerden konuşalım birazda. Biliyor musun hayatımıza yeni kişiler girdi Chungha. Dört tane kız, okuldan bilirsin belki. Merak etme sadece arkadaşım onlarla, bazıları bizimkilerle sevgili oldu bile. Kardeşlerin kız arkadaşlarıyla çok mutlu merak etme." Derin bir nefes alıp cümlelerimi devam ettirdim. "Söylenecek çok şey var fakat o kadar zamanım yok. Seni seviyorum kiraz çiçeğim, bunu biliyorsun." Jimin'in koyduğu beyaz güllerle beraber benim kiraz çiçeklerim onun üstünde çok güzel duruyordu.

Son kez bakıp arkama döndüğümde Jimin'in de hala ağladığını gördüm, yanaklarındaki fark edilebilir olan ıslaklıklardan. Hızlıca yaklaşıp ona sarıldığımda ikimizde sıkı bir şekilde sarılmış, göz yaşlarımızı döküyorduk. Jimin farklıydı. En iyi o bilirdi neler yaşadığımı, en yakından şahit olmuştu. Bir an önce ağlamayı keserek kendimi toplamalıydım aksi taktirde Jimin'de susmazdı. Onların yaslanmak istediği bir ağaç olmaya çalışırken, kendi dallarım kırıktı benim.

Buraya geldiğimde bile bu kadar çok ağlamayı kesmeliydim, eski Hoseok'a acilen dönmeliydim. Bu günden sonra kardeşlerim de gerçekten mutlu olduğumu görmelilerdi, bunu hem onlar hemde ben hak ediyordum. Chungha'yı çok seviyordum ve her zaman kalbimde olacaktı fakat onun da dediği gibi her zaman mutlu olmalıydım, mutlu olup etrafımdakileri mutlu etmeliydim.

"Ah, Jimin bebek misin sen? Şu an ki halini çekip Chaeyoung'a atacağım, sevgilisini birde böyle görsün." Dediklerimle beraber hemen yüz ifadesi değişmiş, ağzı açılmıştı.

dimple / liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin