Lalisa Manoban. Bu isim on sekiz yaşında ve Lise son sınıfa giden eğlenceli bir genç kızı temsil ediyor. Arkadaşlarını her şeyden çok seven ve dibine kadar eğlenceyle dolu bir kızı. Eh, biraz da arsız.
Babamın sahibi olduğu Royal Sigortacılık adı altında bir sigorta şirketi zincirimiz vardı. Babam kendi babasından ona miras kalan tek şeyi yani, önceden her yerinde farelerin dolaştığı bir şirketi alıp bugünlere kadar getirmişti. Her zaman ona karşı bir hayranlık duymuştum ve hala duyuyordum.
Hayat tecrübeleri boldu ve zekiydi. Hiçbir şeye sahip olmayan bir şirketi alıp bugünün en yaygın sigortacılık şirketine çevirmiş ve işi büyütmüştü.Ve annem. O herhangi bir işte çalışmıyordu. Genellikle her ay düzenlediği kokteyller ile kendini ve ailemizi sosyetenin gözdesi haline getirmişti.
En nefret ettiğim şey ise onlara katılmak zorunda olmamdı, çoğu zengin arkadaşları orada olurdu eh, birde oğulları tabi. Yakışıklı ve zengin olup, şirketlerinin veliahtları olarak gözlerinde büyülttükleri o tahta hükmetmek adına gün sayarlardı.Bir masalda değildik fakat annemin bunun farkında olduğunu sanmıyordum. Sanırım o çocuklardan biriyle evlenip mutlu bir yuva kurmamı falan bekliyordu. İşte bu yüzden annemle fazla anlaşamazdım, her konuda ki görüşlerimiz farklıydı. İki zıt kutup olarak pek fazla konuşmazdık.
Kızların aileleri de kokteyllerin baş konukları olduğu için biz genellikle en fazla yarım saat kendimizi gösterir ardından da oradan tüyer ve eğlenmeye giderdik.Tek çocuk olduğum için şımartılmıştım, her istediğim alınırdı ve her zaman her şeyin en iyisine sahip olmuştum. Bunu inkar edemezdim. Ebeveynlerimi severdim fakat samimi değildim.
Genellikle yüzlerini verdikleri kokteyllerde veya kızlarla zorla katıldığımız aile yemeklerinde görürdüm. Benim için de böylesi daha iyiydi zaten. Aksi takdirde fazlasıyla boğuluyordum, genellikle özgür takılmayı severdim.Omzumdan dürtülmemle beraber yavaş yavaş sıraya yaslı olan başımı kaldırmış beni uykumdan uyandıran kişiye doğru bakmıştım. "Hey, ders bitti."
Chaeyoung'un mırıldanmasıyla beraber onu başımla onayladım ve beni uyandırdığı için ona teşekkür ettim. Lakin biraz daha bu okulda durursam bayılma ihtimalim oldukça yüksekti. Sürekli değişen hava yüzünden zaten tam olarak kendime gelememiştim ve bir anda başlayan bu fırtınalar dolayısıyla da feci derecede hastaydım, kendimi çok halsiz ve yorgun hissediyordum. Büyük ihtimalle haftasonu gerçekleşen Yoongi'nin partisinde giydiğim kostüm yüzünden de üşütmüştüm büyük ihtimalle. Hava çok soğuk olsa bile arabada olacağımız için üşümem demiş, üstüme herhangi bir şey almamıştım. Büyük bir aptaldım.Bugün de okula gelmiştim çünkü bu kadar kötü olacağımı düşünmemiştim. Girdiğim her derste sadece kafamı kollarımın arasına koyup uyumuştum. Değil dersi dinlemek kolumu kaldıracak mecalim yoktu. Büyük ihtimalle çok daha kötü olacaktım, bir an önce eve gitmeliydim.
Sınıftan Chaeyoung ile beraber çıkmıştık fakat o kafeterya'ya bizimkilerin yanına giderken bende eşyalarımı toplayıp tuvalete gidiyordum çünkü peçete zulam bitmişti ve kendime biraz çekidüzen vermeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dimple / liskook
Fanfiction[ Yetişkin İçerik Barındırır ] +82*** *** ** **: Yarın ki yarışa hazırsın, unutmadın değil mi? Jungkook sen misin? +82*** *** ** **: Hayalllerimin adamı, yakışıklı prensim v...