Kapıyı ittirip önde ben, arkamda kızlar olmak üzere kendimizi dışarıya atmıştık. Gerçekten tam anlamıyla atmıştık çünkü yediklerimizle beraber değil yürümek, konuşmak bile zordu. Şu an tek istediğim şey, eve gidip bu Cumartesi akşamını midemde ki pizzalar ile birlikte dizi izleyerek sonlandırmaktı.
Ne yazık ki bu isteğimi gerçekleştiremeyecektim çünkü hazırlanıp gitmem gereken -zorunlu olduğum- bir Cadılar Bayramı Partisi vardı. Ayriyeten bu parti Yoongi'nin olunca partiye gitmemek gibi bir seçeneğim yoktu. Zira burnumdan getirirdi kendisi, sanki normalde çok rahat bırakıyormuş gibi.
Jisoo ve Jennie'nin kullandığı ortak arabaya doğru yürürken Chaeyoung sızlanmaya başlamıştı bile. "Ben şimdi nasıl gireceğim o kostüme? Biri bana açıklasın! Kim verecek bunun hesabını, kim dedi pizza yiyelim diye?" Bağırarak cümlelerini sıralamasıyla beraber yüzümü buruştururken kızlarla aynı anda konuşmuştuk. "Sen."
"Ah, tabii ben! Doğru ya, o yüzden o kadar yediniz değil mi? Çok güzeldi, neden? Çünkü Park Chaeyoung asla yanlış karar vermez."
Onun bu dedikleriyle beraber gülerek göz devirirken aynı zamanda arkasından arabaya doğru ittirdim. Ön tarafa Jennie ve Jisoo geçerken, bizde arkaya yerleşmiştik. Jisoo'nun arabayı çalıştırmasıyla beraber çoktan olay mahalinden uzaklaşmıştık.
Bu bir hafta ben göz açıp kapayıncaya kadar bitmiş, nasıl olduğunu anlamadan günlerden Cumartesi gelmişti. Bugün biricik eniştemiz Yoongi'nin düzenlediği Cadılar Bayramı Partisi vardı. Parti tam gece yarısı başlayacağı için bizde sevgili (?) arkadaşımız Chaeyoung'un ısrarlarıyla beraber kendisinin yeni keşfetmiş olduğu bir pizzacıya gitmiş, bol malzemeli üç tane büyük boy pizza midemize indirmiştik. Kostümlerimizin hepsini dün okulu asıp halletmiştik. Zaten Jennie'den duyduğuma göre çocuklarda okula gitmemiş, evi süslemek için malzeme alışverişine çıkmışlardı.
"Bizim evde hazırlanıyoruz değil mi?" Jisoo'nun sorusuyla beraber Chaeyoung'un üstüne yatmış bedenimi kaldırıp, öne yaklaştım. "Evet, sadece ilk bize gidelim kostümleri aldıktan sonra da size geçeriz."
Chaeyoung hiç bir şekilde tepki vermezken kaşlarımı çatıp ona doğru döndüm fakat gözleri kapalı ve ağzı açık bir Chaeyoung beklemiyordum. Dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemeye çalışırken elime telefonumu aldım. Zira şimdi elime geçen fırsatı değerlendirip onun bu halde olan fotoğrafını Jimin'e atmakla tehdit edersem istediğim çoğu şeyi yaptırabilirdim. Nasıl fikir ama?
Tam fotoğrafını çekmeye hazırlanmıştım ki aniden Chaeyoung'un üstüme atlamasıyla beraber yerimde sıçrayıp, arabanın penceresine yapıştım. "Defol be!"
Chaeyoung bu dediklerimle beraber yüzüne sinsi bir ifade yerleştirip dudaklarına aralarken kafasını bana doğru yaklaştırdı. "Benim fotoğrafımı çekecektin değil mi?" Ona karşılık gözlerimi büyütürken bağırdım. "Kim, ne zaman? Resmen iftira!" Chae gözlerini kısmış bana bakmaya devam ederken öndeki ikili gülmekle meşguldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dimple / liskook
Fanfiction[ Yetişkin İçerik Barındırır ] +82*** *** ** **: Yarın ki yarışa hazırsın, unutmadın değil mi? Jungkook sen misin? +82*** *** ** **: Hayalllerimin adamı, yakışıklı prensim v...