İçimden saydığım saniyelerle beraber heyecanlanmaya başlamıştım. Kore Dili ve Edebiyatı dersinden nefret etmezdim hatta sevdiğimi bile söyleyebilirim ama sabah bir şeyler atıştırmak yerine Jennie'nin aşk hayatını dinlediğim için derse aç bir mideyle girmiştim. Eh, dolayısıyla da açlıktan kıvranıyordum.
Zilin çalmasıyla beraber dersin bittiğini anlamış ve derin bir nefes vermiştim. Sonunda bir şeyler yiyebilecektim. Normalde tek ineceğim kafeteryaya Chae'nin de bir şeyler yememesi sonucu şu an fazladan üç kişi ile iniyordum. Jisoo kahvaltı yapmasına rağmen tekrar acıktığı için bizimle gelirken, Jennie de sınıfta yalnız kalmak istemediği için geliyordu. Tabi bu sadece bize anlattığı kısımdı, yoksa sevgilisini görmek için geldiğini biliyordum.
Kafeteryaya ulaşmamızla beraber Chaeyoung hızla yanımızdan ayrılıp bize üç tane sandviç söylemeye giderken bizde herhangi bir masaya yerleşmiştik. Kısa bir süre sonra Chaeyoung'un da yanımıza gelmesiyle beraber sandviçleri beklemeye başlamıştık.
"Selam kızlar."
Gelen sesle birlikte başımızı çevirdiğimizde Yoongi'yi görmemiz bir oldu. Aslında şaşırmamak gerekiyordu kafeteryaya giriş yaptığımız andan beri gözleri arkadaşımın üstündeydi. "Yoongi ne işin var burada?" Jennie'nin şaşırmış ifadesine göz devirdim. Tanrı aşkına, çocuk niye durduk yere bizim masaya gelsin?
"Niye, sevgilimin yanına gelemeyecek miyim?" Diyip Jennie'nin yanağından öpünce Chaeyoung ve ben iğrendiğimize dair sesler çıkarırken, Jisoo yüzünü buruşturmakla yetindi. "Bakın aşk böceklerleri sizi severim fakat aile var burada, gidin yatak odasına!"
Herkes bu dediğime sırıtırken Chaeyoung söze atıldı. "Vıcık vıcık, hiç sevmem." Ben ve Jisoo onu onaylayan mırıltılar çıkardığımızda aniden Yoongi söze girdi. "Her neyse, Jennie bizim masaya gelsenize. Hem daha önce hiç beraber bir araya gelmedik. Artık çocuklarla kızlar da tanışsın." Göz kırpıp bitirdiği cümlesiyle Jennie'nin hemen kabul edeceğini anladığım için lafa atladım."Kusura bakma Yoongi ama senin o gevşek arkadaşlarınla tanışmak istemiyoruz." Jisoo ve Chaeyoung beni onaylayan mırıltılar çıkarıyorlardı. "Lisa yazıklar olsun, bende mi karaktersiz oluyorum şimdi?" İçimden insanın kendisini bilmesi ne hoş diye geçirdim ama tabii ki de dışımdan farklı şeyler söyledim, nasıl olsa bir gün enişte parasına ihtiyacımız olacaktı. Hiç riske atmayalım şimdi.
"Tabii ki de sen öyle değilsin Yoongi! Nasıl böyle söylersin enişte? Gerçi Jennie senden nasıl hoşlanmış hala anlayamıyorum ama..." Mırıldandığım son cümleyi sadece benim duyduğumu sanarken aslında hepsi duymuştu. "Oha kızım, sen değil miydin geçen sene sırf biz çıkalım diye çatıya çıkıp 'Jennie ve Yoongi, ya birbirinizinsiniz ya da birbirinizin.' diyerek tehdit savuran?"
"Ama küçük enişte sen beni baya yanlış anladın." Şirince gülümsediğimde göz devirdi. "Çok ön yargılısınız. En azından gelin beraber oturalım, tanışın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dimple / liskook
Fanfiction[ Yetişkin İçerik Barındırır ] +82*** *** ** **: Yarın ki yarışa hazırsın, unutmadın değil mi? Jungkook sen misin? +82*** *** ** **: Hayalllerimin adamı, yakışıklı prensim v...