25 - we're back bitches

4.1K 426 544
                                    

Yoongi'den

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yoongi'den

Sırtımı arkada ki duvara yaslayarak Jungkook'u beklemeye devam ettim. Jungkook belgeleri aramaya gitmek için yanımdan ayrılalı yaklaşık beş dakika olmuştu. Onu göndermeyi tercih etmiştim, benden daha dikkatliydi. Ayrıştırma, bulma gibi işlerde becerikliydi. Aksi takdirde yukarıda olan ben olsaydım, belge gözümün önünde olsa dahi göremezdim. Bu işler bana göre değildi. Ayrıca Jungkook varken neden kendimi yorayım ki? Maknae Line varken Hyung Line'ın iş yaptığı nerede görülmüş?

Sıkıldığımı hissetmemle beraber yanağımın içini ısırırken bakışlarımı koridorda gezdirmeye başladım. Okula gelmemizle beraber herkesin gözleri üzerimizdeydi, uzun süre yokluğumuzdan dolayı herkes şaşırmıştı.

"Neredesin be oğlum?" Mırıldanmamla beraber bakışlarımı yere indirecektim ki koridorun başında buraya doğru gelen kişiyi görmemle gözlerimi hızla açtım. Hah! Şimdi sıçtın oğlum, kaç kaçabilirsen.

Karşıdaki boş sınıfı görmemle beraber hızla oraya ilerlerken, içeriye girerek kapıyı arkamdan kapattım. Sırtımı kapıya yaslayarak nefesimi tutarken keşke Taehyung gelseydi diye düşündüm. Kızlardan birini göreceğimi biliyordum. Sevgilisi olan beni niye göndermişlerdi? Olan bana oluyordu. Tavşan beyinli eğer biraz daha hızlı olabilseydi kimseyi görmeden gidebilirdik.

Kapının diğer tarafında hissettiğim bedenle beraber gözlerimi kapatırken, içeriye girmeye çalışmasıyla duraksadım. "Neler oluyor Yoongi?" Günler sonra ilk kez Jennie'nin sesini duymamla, heyecanla karışık bir duygu içinde dudağımı ısırdım. Sırtımı yasladığım kapıdan çekerek oraya dönerken kapıyı açmaktan başka bir şansım yoktu. Tam bu düşüncemi eyleme dökecekken açılan kapıyla beraber Jennie benden önce davranmıştı.

Sınıfa girmesiyle beraber kapıyı arkasından kapattı. Kollarını göğsünde birleştirerek az önce yaslı olduğum yere yasladı sırtını. "Sana diyorum."

"Bir şey olduğu yok Jennie." Kaşları bu dediklerimle beraber hemen çatılırken daha fazla tahammülü yok gibi duruyordu. "Ne demek hiçbir şey yok. Az önce benden kaçıp, buraya girdiğini anlamayacak kadar aptal mıyım ben?" Ani çıkışıyla beraber gözlerim büyürken onu geçiştirmem lazımdı fakat bunu nasıl yapacaktım en ufak bir fikrim yoktu. Jungkook olsa hallederdi, bende o zeka yoktu ki.

"Jennie işim var, sonra konuşuruz." Yanından geçerek sınıftan çıkacaktım ki, ellerini göğsüme yerleştirerek beni ittirmesiyle bir iki adım geriledim. Sinirlendiğinin farkındaydım zaten Jennie'de gizlemek için bir çaba harcamıyordu. Yapabilecek bir şeyim yoktu ki benim. Ona 'Biricik oppan Hoseok'un sevgilisi resmen geçmişten buraya ışınlandı. Evimize gelen saçma salak notlarla tehdit ediliyoruz. Gel sende, beraber tehdit edilelim.' Mi diyecektim?

Şu an onunla konuşmak, attığı mesajları ve aramaları görmezden gelmeye kıyasla oldukça zordu. "Günlerdir seni arayıp mesaj atıyorum ve sonunda seni görmüşken soru soruyorum fakat senin bana açıklaman bu mu gerçekten?"

dimple / liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin