13.Bölüm Karanlıklar Prensi

21.6K 978 369
                                    

Geçiş bölümüdür onu dikkate alalım arkadaşlar.Yorumlarınızı tek tek okuyorum emin olabilirsiniz.Bazıları çok hoşuma gidiyor twitterda paylaşıyorum bölüm yorumu diye.Daha önce açıklamıştım derslerimin yoğun olduğu bir dönem ve bu son senem.Boş vakit buldukça yine de dönmeye çalışırım.Hoşgörünüz için çok ama çok teşekkür ederim.Hepinizin pırıl pırıl tertemiz güzel yüreğine sağlık.Yorumlarınız bana ilham veriyor bunu unutmayın 💜Herkese iyi okumalar.

"Anlamadım Zeynep."

Zeynep konuşmuştu bir kez. Artık dönüşü yoktu. Bu saatten sonra lafı da çeviremezdi. Madem bir karar vermişti dönmeyecekti:

"Anlamayacak bir şey yok yani eğer vaktiniz varsa. Yoksa sonra da konuşabiliriz."

Kerem kapıyı örtüp tekrar içeri girdi. Zeynep'e soran gözlerle baktı:

"Evet seni dinliyorum."

"Uzun olabilir ayakta durmayın."

Kerem sandalyeye oturup meraklı bir ifadeyle Zeynep'in yüzüne bakıyordu. Zeynep nereden başlayacağını düşünmeye başladı. Teşekkür etse direkt? Ya da o gece orada ne işin vardı dese? Niye kurtardın dese?

Düşündüklerinin hepsini kafasından attı.Altı üstü teşekkür edecekti:

"Hocam galiba ben size bir teşekkür borçluyum."

"Anlamadım."

"Galibası yok. Aslında bir değil iki teşekkür borçluyum. Ben nasıl başlasam bilemiyorum yani aslında çok zor benim için itiraf ediyorum. Ben o gece ve bugün hastanede hayatımı kurtardığınız için teşekkür ederim. Bu kadar."

Kerem yüzündeki ifade değişmeden Zeynep'i dinledi. Çok zor benim için derken ne demek istemişti? Teşekkür etmek mi yoksa kendine teşekkür etmek mi?Zeynep den hiç beklemediği bir hareketti bu. Çok şaşırsada belli etmedi sesine yansıtmadı:

"Önemli değil kim olsa aynısını yapardı. O gece için demiyorum ama sana yapılan tüm doktorlara yapılmış bir hareketti. Her ne kadar birbirimizi sevmesek de o anda yapılacak tek şey vardı ve ben onu yaptım. Engin hoca anlattı galiba olanları?"

"Yok Sedat buradaydı az önce ondan duydum bilmiyordum."

"Sedat yine Sedat."

"Efendim."

"Yok bir şey Zeynep. Neyse ben kalkıyorum önemli değil. Dedim ya kim olsa aynısını yapardı. Geçmiş olsun tekrar."

"Sağolun hocam."

Kerem dışarı çıkınca Zeynep hem rahatladı hem de huzursuz oldu. Çelişkili duyguları kendini rahatsız ediyordu. Etrafına baktı kimsesi de yoktu yanında kalacak. Zaman ilerledikçe koyuyordu kimsesizliği...

İçini çekti gözlerini kapattı. Ailesi olsaydı ne kadar üzülürdü şimdi. Yanından ayrılmazlar telaş yaparlar ne istediğini sorarlardı. Yoktu işte yine yoktu! Düşündükçe olacaktı sanki! Ne düşünüyordu?Olmuyordu kendini öldürse yine olmayacaktı! Kapının açılma sesine döndü. Gelen adaşı Zeynep'i görünce şaşırdı. Hiç beklemiyordu:

"Doktor hanım geçmiş olsun. Aslında yüzüm yok buraya gelmeye ama geldim yine de. Hepsi benim yüzümden oldu ölebilirdiniz Allah korusun. Gördünüz işte nasıl insanlar onlar. Başkalarının hayatının hiç değeri yoktur onların yanında. İnsan nasıl başkasının canına kast eder. Bunlar ediyorlar. Git derseniz giderim hiç üzülmem sırf sizi görmek için geldim."

Kadının ne kadar üzüldüğünü gören Zeynep sandalyeyi işaret edip oturmasını söyledi.Oturunca konuşmaya başladı:

"Zeynep niye gitmeni isteyeyim senin bir suçun yok. Senin neler yaşadığını gördüm çok azda olsa. Allah sana yardım etsin. Ben zarar gördüm doğru ama bir daha görmeyeceğim onları. Sen o aileyi bir ömür çekeceksin. İşin çok zor kim demiş oğlun olduğunu?"

SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ "KİTAP OLDU" 4. Baskısıyla raflarda" #wattys2015 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin