Kahvenizi yapın dizi keyfinde okumak için multimedyamızı açın. Yine bölümle bütünleşen bir müzik oldu. İyi okumalar tatlı #söy okurları. Yorumlarınızı ihmal etmeyin. Yerleşir yerleşmez motivasyon adına hepsini tek tek okuyacağım. İyi okumalar🌷☕️
Kerem telefonu kapatıp sinirini saklamaya çalıştığı bir ifadeyle gelip kahvaltıya oturdu. Zeynep kendine bakmadan yemeğini yerken gözlerini ondan ayırmıyordu. Ciddi ciddi bu kız ya bir şey bilmiyordu ya da? Şu an iyice karışmıştı. Zeynep'in yüzünün kızardığını görünce az önceki siniri biraz yatışıp bakışları yumuşadı:
"Zeynep hani senin yardımcın Feride onu nereden buldun?"
Zeynep lokmasını yutup bakışlarını Kerem'e çevirdi. Ne alakası vardı ki şimdi!? Bu da durduk yerde saçma sapan sorular soruyordu:
"Ben bulmadım. Mehmet amca buldu."
"Anladım. Bu Mehmet amca dediğin kişiyi nereden tanıyorsun?"
"Kimsesizler yurdunun müdürüydü oradan tanıyorum. Hem bir dakika sen neden bunları soruyorsun yani birden neden ilgini çekti?"
Kerem beklediği ama yine de hazır olmadığı soruyu duyunca bir an tedirgin olsa da kendini toparladı:
"Zeynep ben seni daha yakından tanımak istiyorum. Yoksa banane Feride'den ya da yurt müdüründen."
"Niye ki? Yani onları tanıman sana ne katacak? Hiçbir şey."
"Haklısın bir şey katmayacak. Tamam söylemek zorunda değilsin. Ben kendimi fazla hak sahibi gördüm yani sevdiğim kadının etrafındakileri tanımak istedim. Sana da hak veriyorum. Sevmediğin bir insanım biliyorum ve fazla ileri gittim. Neyse çıkalım mı?"
Kerem konuşurken Zeynep kalbinin sızladığını hissedip çatalını bıraktı. Çayının son yudumunu içip masadan kalkıp kapıya doğru gitmeye başlayınca Kerem'de peşinden gidip dışarı çıkmadan yetişti. Kar yerini yavaş yavaş yağmura bırakıyordu. Birlikte arabaya bindikten sonra Zeynep huzursuz bir şekilde etrafına baktı. Taksiyle gidebilirdi ama dün geceden sonra onu teklif edemiyordu. Yüzünü cama dönüp dışarı bakarken Kerem huzursuz bir şekilde arabayı çalıştırdı. Ne zaman doğru düzgün konuşacaklardı? Bir an iyi bir an kötü bir an durgun bir an kavga bir an çekişme! Hep böyleydi yanlış sularda yüzdüğünü biliyordu ama tercihi kendi yapmıştı. Bunlara katlanmayı göze almıştı. Birlikte hastaneye girince Zeynep direkt kendi odasına geçti kendine bakan öfke dolu bir çift gözü fark etmeden...
Engin hocanın yanına gidip birlikte ameliyata girdiler. Şimdilik sadece izliyordu. Onun kolaylıkla ve zevkle yaptığı ameliyatı izledikten sonra çıktığında yorulduğunu hissetti. İzlemekten yorulmuştu. Engin hocasını hiç düşünemiyordu. Doğruca kafeye inip kendine kahve aldı. Sigarasını yakıp kahvesini içerken yağan karı izlemeye başladı. Bembeyazdı. Değdiği yeri beyaza boyuyordu ama sadece dış görüntüsü değişiyordu. Eridikten sonra gerçekler tüm çıplaklığıyla tekrar meydana çıkıyordu. Van'ı hatırladı. Orada Kerem'le hayatında ilk kez oynadığı kartopunu arkasına kendilerini kovalayan kazları. Birden yüzünde bir gülümseme belirdi. Bunu fark ettiği an ciddileşip kahvesinin hepsini bir dikişte içti ağzının yanmasına aldırmadan. Düşünceleri oldu bitti hep saçmaydı! Karı görünce aklına gelen şeyler gibi! Sigarasını içip yukarı çıktı. Koridorda Engin hocayı gördü:
"Zeynep hadi kızım şu muayene işini hemen yapalım. Bugün çok yoğunum seni aradan çıkarayım."
Zeynep başını olumlu anlamda sallayıp Engin hocanın peşinden ultrason odasına girdi. Hasta yatağına yatar yatmaz gelen telefonla Engin hoca müsaade isteyip dışarı çıktı. Zeynep heyecanla yatarken kapının açılmasıyla şaşkın bir biçimde başını biraz kaldırdı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ "KİTAP OLDU" 4. Baskısıyla raflarda" #wattys2015
RomanceSiyah hep siyahtır. Öteki yüzü de doğru yüzü de... İki siyah bir araya gelirse peki? Geçmişi belirsiz tüm insanlık duyguları elinden alınan duygusuz bir kız ve geçmişi karanlık genç bir adam... İkisi bir araya gelirse siyahların savaşı başlar ve g...