Kapıdaki kişiyi görünce Zeynep'in sinirleri iyice ayyuka çıktı. Onu görmezden gelerek anahtarını çıkarıp kapıyı açıp içeri girerken kapıyı örtmesine engel olan kişiye öfkesini kusarak bağırmaya başladı:
"Yüzsüz! Niye geldin?Ne diyeceksin? Mıy mıy ağlayıp özür dileyeceksen s.ktir ol git!İstemiyorum seni senin yüzünden o söylediğin sözler yüzünden acı çekiyorum hâlâ!"
Zeynep kapıyı tekrar örtmek için hamle yaptığında Yağmur ağlayıp yalvaran gözlerle Zeynep'e bakıp kapıyı tutarken konuşmaya başladı:
"Zeynep tamam her şeyi söyle hak ettim hatta fazlasını hak ettim.Her şeye razıyım içeri gelmeme izin ve lütfen yalvarıyorum!"
Zeynep Yağmur'un yüzüne hissiz bir şekilde bakıp nefret saçan bir sesle bağırdı:
"İçeri girsen ne olacak!? Seni affedeceğimi sanıyorsun öyle mi!? Ağzıma sıçtın lan benim! Senin o lanet olası erkek düşkünlüğünü çekmek zorunda mıyım ben!? En son o olayın devamını yaşıyorum sayende! Senin sardığın o iki heriften bir tanesi karşıma çıktı benim Türk'müş biliyor musun!? Hem de kim bil bakalım!? Ama senin o kıt aklın çalışmaz şimdi ben söyleyeyim!? Hocam çıktı lan herif hocam ! Ve her gün burnumdan getiriyor benim! Neden biliyor musun!? Senin yüzünden, sen onların yanına gitme diye söylediğim sözler yüzünden! Şimdi defol git yüzünü görmek istemiyorum senin!"
Yağmur gözyaşları akarken sönük ve şaşkın bir ifadeyle dinliyordu olanları.Nelere mâl olmuştu yaptıkları ama nereden bilebilirdi böyle olacağını? Büyük bir hata yapmıştı bedelini ödüyordu.Hak etmişti Zeynep'in kendine söylediklerinin hepsini! Ailesine Zeynep'e çıkıyorum deyip evden çıkıyor;orada burada dolaşıp eve tekrar geliyordu. Küs olduklarını anlamasınlar diye. Zorla açtı ağzını aynı zorlukla konuştu dermansız pişman:
"Ne dersen de kabulüm Zeynep .Hatta yüzüme tükür sesim çıkmaz ama lütfen bir saattir bekliyorum burada affetmesen bile girmeme izin ver yalvarırım Zeynep lütfen."
Zeynep Yağmur'u dinledikten sonra kapıyı örtüp içeri girmek istedi sonra vazgeçip hiç seslenmeden içeri girdi. Bu Yağmur için büyük bir mutluluk olmuştu. Sessizce içeri salona geçip oturdu. Başını öne eğip duruyordu sadece. Gözlerini korkak bir şekilde kaldırıp Zeynep'i izliyordu. Zeynep çantasını çıkarıp odasına girerken kapıyı hızla çarpımca Yağmur birden irkildi. Bu kendine defol git mesajıydı ama kararlıydı gitmeyecekti. Yaptığı ağtallığın bedeli her neyse ödeyecekti. Yaptıkları Amerika'da kalmamış devamı gelmişti. Zeynep'in öfkesini çok iyi anlıyordu ya da anladığını zannediyordu.
Zeynep duş alıp çıktıktan sonra giyinirken sinirini kıyafetlerinden çıkarırcasına hırsla çekerken bir yandan da kendi kendine konuşuyordu:
"Gerizekalı defol gitmiş! Kimsin sen cuhky kılıklı psikopat!? Ne yaptım ben sana sen gel dedin geldim!? Ucu yanık mektup gönderdim sanki beni ameliyata al diye. Beyinsiz niye kovuyorsun herkesin ortasında! Hocasın diye kendini bir bok sanıyorsun! Kalitesiz doktor bozuntusu!"
Zeynep kıyafetlerini giyinene kadar hiç susmadan konuşmuş Yağmur'un geldiğini tamamen unutmuştu. Kapıyı çarparak dışarı çıktığında Yağmur'u görünce bir an irkildi.
"Çok çabuk unutmuşum seni,varlığın bir şey ifade etmiyor artık bana. Niye gitmedin hâlâ buradasın."
Yağmur verdiği kararı uygulayacaktı kesin kararını vermişti. O yüzden hiç seslenmeden sehpanın üzerindeki çayı Zeynep'in tarafına iterek sessizce konuşmaya başladı:
"Günün yaklaştı biliyorum o yüzden sana özel bir çay yaptım. Sancıyı azaltıyormuş."
Zeynep sehpanın üzerindeki çaya bakıp Yağmur'un ne demek istediğini anlamayınca verecek ters bir cevap aradı ama bulamadı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ "KİTAP OLDU" 4. Baskısıyla raflarda" #wattys2015
RomanceSiyah hep siyahtır. Öteki yüzü de doğru yüzü de... İki siyah bir araya gelirse peki? Geçmişi belirsiz tüm insanlık duyguları elinden alınan duygusuz bir kız ve geçmişi karanlık genç bir adam... İkisi bir araya gelirse siyahların savaşı başlar ve g...