Tek ricam Multimedya eşliğinde okumanız💜
Engin hoca hiçbir şey duymamış gibi ikisinin yanına geldi. Kerem Engin hocayı fark edince boğazını temizleyip ellerini cebine koydu.
"Hocam ben çıkıyorum siz geç geldiniz ben baya oldu geleli. Hem hasta ziyaretinin kısası makbul olurmuş. Zeynep de biraz dinlensin."
Engin hoca Kerem'i duymamış gibi komodinin üzerindeki serumu eline alıp Zeynep'e döndü:
"Serum takmak için bir hemşire geldi kızım az önce. Arkadaşınmış. Kerem ve ben varım diye gönderdim. Biz serumu takalım değil mi Kerem?"
Kerem hiç seslenmeden Zeynep'e ters bir bakış attı. Serumu eline alıp askıya takarken bir yandan konuşuyordu:
"Hocam aslında hemşireler bu işin ehli keşke göndermeseydiniz."
"Olur mu Kerem? Tamam hemşire yapar ama biz varken hemşirenin gelip serum takması bence çok gülünesi bir durum olurdu."
Kerem gayet ciddi bir ifadeyle Zeynep'in yüzüne bakmadan kelebeği çıkardı. Serumu takıp damla miktarının hızını ayarladıktan sonra Zeynep'in yüzünün değiştiğini gördü.Elinin üzeri morarmış serum gitmez olmuştu.Hortumu bir kaç kez sıktı ama olmuyordu damar yolu tıkanmıştı. Zeynep'in yüzüne bakmadan odaya yeni giren Feride'ye döndü:
"Feride hanım yeni şırınga lazım!"
Feride hiç seslenmeden çekmeceden şırıngayı çıkarıp verdi.Kerem Zeynep'in elinin üzerindeki serumu çıkarıp bantla kapattı. Yatağa oturup Zeynep'in kolunu çekip dirseğin iç kısmında ki damarları ince bir hortumla sıkarak kontrol ettikten sonra şırıngayı eline aldı. Damarı bulduktan sonra serumu takmaya başladı:
"Umarım bulduğum deli ve inat damarındır. İçinden ilaç geçerken birazda olsa bazı saçmalıkların kırılır!"
Kerem'in sinirle dişlerinin arasından konuştuğu sözlere Zeynep kolunda hissettiği acıdan dolayı bir nefes alıp cevap verdi:
"Canımı yakmak için elinde fırsat vardı. Doğru söyleyeyim ben bilerek damar yolunu bulmaz beni delik delik edersin diye bekledim ama yapmadın. Ciddi idealistmişsin sen. Ben inat değilim bir kere deli de değilim sözünü geri al!"
Kerem Zeynep'in yüzüne eğildi yüzünde sinirden ziyade farklı bir ifade vardı. Zeynep onun kendine eğilmesiyle korkudan iyice yatağa gömüldü:
"Bir daha bıçaklanmak ne ha!?Delisin işte! Sırf zafer kazanıp benim yüzümü görmek için tekrar bıçaklanmak ne!? Sen-sen bıçaklanınca ben... Allah beni kahretsin!"
Kerem öfkesini yenemeyip Zeynep'in yanındaki yastığa hızla bir yumruk indirince Zeynep gözlerini kapatıp küçük bir çığlık attı. Bir şey söyleyecekmiş gibi Zeynep'in yüzüne baktı yumruklarını sıkarak hızla çıkıp gitti odadan. Kapıda kendilerini izleyen Engin hocaya bir şey demeden kapıyı hızla çarpıp dışarı çıktı. Arabasına binip yağan yağmura aldırmadan hızla sürdü. Işıklarda durduğunda telefonunu eline aldı:
"Alo Can her zaman ki yere gidiyorum oraya gel!"
Telefonu kapatıp aynı hızla arabasını sürdü. Bir balıkçı restoranına geldiğinde arabasını park etti. Sinirle koşar adımlarla içeri girdi. Can kendinden önce gelip oturmuştu bile.
"Abi hayırdır telefon açınca endişelendim yakınlardaydım hemen geldim n'oldu inşaallah kötü bir şey yoktur?"
Kerem camdan dışarı bakarken elleri hâlâ yumruk şeklinde sıkılı duruyordu. Bir süre dışarıyı izledi. Can büyük bir sabırla sessizce onu izliyordu.Kerem kendini kolay kolay çağırmazdı. Böyle çağırdığı durumlarda kesin kötü bir şey olurdu. Normalde onu görür görmez küfür ederek konuşması lazımdı. Masaya vurmalı bağırmalı gerekirse kendini kovmalıydı. Bu kez öyle olmamıştı. Kerem beklediği gibi öfkeliydi ama beklediği hiçbir hareketi yapmıyordu. Garsonun getirdiği çayı içerken Kerem'i inceliyordu. Çok düşünceli görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ "KİTAP OLDU" 4. Baskısıyla raflarda" #wattys2015
RomanceSiyah hep siyahtır. Öteki yüzü de doğru yüzü de... İki siyah bir araya gelirse peki? Geçmişi belirsiz tüm insanlık duyguları elinden alınan duygusuz bir kız ve geçmişi karanlık genç bir adam... İkisi bir araya gelirse siyahların savaşı başlar ve g...