14.Bölüm Nefes Nefese

21.7K 981 451
                                    

Çok keyifle yazdığım bir bölüm oldu.Multimedyayı dinleyerek okumanızı öneririm.

"Feride abla ne diyorsun sen ya?Doğru düzgün konuşsana!"

"Daha nasıl düzgün konuşayım?Kapıda senden daha soğuk bir uşak var bu daha başka nasıl anlatılır Zeynep hanım?"

Zeynep Feride'nin yüzüne baktı. Gerçekten bir şey anlamamıştı.

"Feride abla kapıda soğuk uşak var deyip saçmalayana kadar kim olduğunu sorup bana söyleseydin ya onu diyorum. Kısaca kimmiş ve hâlâ bu soğukta kapıda mı bekliyor?"

"Yok hastaneden arkadaşıyım dedi içeri aldım."

"Sen bana Zeynep hastaneden bir arkadaşın seni ziyarete geldi diyeceksin kısaca ama sırf bana laf sokmak için dolandırarak konuşuyorsun!"

"Bak soğuk uşağum ben Laz'ım öğleye kadar bana müsaade edeceksin sonra zehir gibi çalışır aklım ama şimdi Feride'den fazlasını bekleme! Git bak misafirine salonda oturuyor!"

Zeynep karnını tutarak kalkarken dişlerinin arasından Feride'ye homurdanıyordu. Hafif öne eğik bir şekilde salona girdiğinde oturan kişiyi görünce inanamayıp gözlerini kapayıp açtı. Doğru görüyordu gelen kişiyi. Ne işi vardı burada? Salonda oturan kişi başını kaldırıp Zeynep'e baktı. Zeynep şok olmuş ayakta öyle Kerem'e bakarken nihayet kendini toparlayıp zoraki konuşabildi:

"Hocam hoşgeldiniz."

"Hoşbuldum Zeynep sağol."

Zeynep neden sonra hâlâ aynı şekilde durduğunu fark edip ağır adımlarla yanına gelip oturdu. Kafası dün gece Yağmur sayesinde allak bullak olmuştu! Şimdi de Kerem gelmiş evinde oturuyordu kafası iyice karışmıştı. İkisi de birbirinden bekliyormuşçasına konuşmuyordu. Bir kaç dakikadır aynı durum devam ederken Zeynep Kerem'e bir an bakıp tekrar gözlerini kaçırdı. Kerem de konuşmuyordu ne için gelmişti öyle oturmaya mı? Sedat olsaydı şimdi nasılsın diye konuşmaya başlardı. Her şeyi söylemişti bu adama ama hiç kütük dememişti. Gerçi bu hâlini ilk kez görüyordu ondan kaçmıştı gözünden. Zeynep başını kaldırıp tavana bakmaya başladı. Ev sahibi olarak ilk kendinin konuşması lazımdı ama konuşamıyordu. Ya da onun nasılsın Zeynep demesi lazımdı. Bir de tavan baya sararmıştı niye fark etmemişti bunu daha önce.

"Nasıl oldun Zeynep nasılsın?"

Zeynep gözlerini hâlâ evin farklı köşelerinde gezdirirken kendine sorulan soruyu duymadı. Duymasına imkan yoktu zaten! Kalbi deli gibi çarpıyor kulakları uğulduyordu. Kerem sorusunu yineleyip tekrar nasılsın diye sordu ama Zeynep hâlâ tavanı büyük bir dikkatle inceliyordu. Kerem boğazını temizleyip sesini yükselterek "Zeynep nasılsın" dediğinde Zeynep Kerem'in geldiğini tamamen unutmuş gibi ya da onu orada yok sayıyor gibi gözlerini perdeye dikip oradaki küçücük sigara yanığına gözleri çarptı. Ne zaman yakmıştı perdeyi neden daha önce fark etmemişti?

"Ben biriyle uğraşırken iki oldular!Allah Feride'ye yardım etsin. İki soğuk uşak bir araya gelmiş ortalık buzdan öte olmuş! Ha için şu çayı da kendinize gelin. Kahvaltıyı tamamen hazırlayıp çağırırım sizi!"

Feride'nin tiz sesi salonda yankılanırken Zeynep ve Kerem nihayet kendine geldi. Feride çayı önce Kerem'e tutup sonra Zeynep'e döndü. O çayını alırken dişlerinin arasından söylediği sözle Zeynep'in sinirleri zıpladı:

"Soğuksun biliyorum, ben seni seve seve çekerim ama gelen misafire böyle davranmak hiç yakışmıyor kendine gel."

Zeynep öfke saçan gözlerle Feride'ye bakıp çayını aldı sehpanın üzerine koyup Kerem'e döndü. Kerem anlamamış tuhaf bir bakışla kendine bakıyordu. Nasılsın bile dememişti insan bir sorardı! Bu adam farklıydı işte"kütük!"Onu utandıracaktı ama:

SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ "KİTAP OLDU" 4. Baskısıyla raflarda" #wattys2015 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin