Multimedya biraz kısa yineleyerek okumanızı rica ederim💜
Zeynep omzundaki çantasını çıkarıp oturmaya hazırlanan Kerem'e bakarken ağzı açık kaldı. Onun geleceğinden hiç haberi yoktu. Şaşkınlığını atamayıp hâlâ bakarken üzerine bir de yanındaki koltuğun sahibinin Kerem olması şaşkınlığını daha da artırdı. Sesini çıkarmadan ve hiç istemeden pencere kenarındaki koltuğa geçip oturdu.
Kerem umarsız bir şekilde çantasını diğer yanındaki koltuğa koyup Zeynep yanında değilmiş gibi koltuğa iyice yerleştikten sonra anonsu beklemeden kemerini bağladı. Zeynep meraklı gözlerle Kerem'e bakarken kendini takmamasına sinirlendi. İnsan merhaba Zeynep der ya da diğer koltuğa geçerdi. Ukala! Bir de sizli bizli konuşuyordu o da yetmiyor yanına otururken kendini orada yok sayıyordu! Daha fazla dayanamadı:
"Merhaba hocam hoşgeldiniz. Gönüllü ekipte sizin adınızı duymamıştım."
Uçak çalışıp sesi kulakları tırmalamaya başlarken Kerem ellerini göğsünün üzerinde bağlayıp Zeynep'e umarsız ukala bir bakış atıp konuşmaya başladı:
"Haberlerden haberin yok galiba. Ben söyleyeyim o zaman Van'da deprem oldu o da yetmedi göçük heyelan sel hepsi bir araya geldi. Bunlar olurken benim İstanbul'da kalmam sence nasıl olurdu?"
Uçak büyük bir gürültüyle hızlanıp kalkmaya başlarken Zeynep sinirle sesini yükseltti:
"Kısaca sonradan dahil oldum diyebilirdiniz. Bu kadar uzun açıklamaya gerek yoktu!"
Kerem Zeynep'e biraz yaklaşıp yüksek sesle cevap verdi:
"Hastaneden çıktık maşaallah yine dil pabuç kadar cır cır konuşuyorsun! Ha beni istemiyorsan üzgünüm bende gidiyorum çok istiyorsan kendin burada kalabilirsin!"
Zeynep Kerem'e sinirle bakıp konuşmanın uzamaması için önündeki dergiyi alıp okumaya başladı. Uçak tamamen havalanınca hostes yemek servisi yaparken Zeynep dergiyi bırakıp yemeğini yemeye başladı. Sevmediği halde pencereye dönüp yemek yerken Kerem'in konuşmasıyla derin bir nefes alıp sinirle gözlerini kapattı:
"Küçük çocuklar gibi sırtını dönüp mü yiyorsun? Küs gibi davranıyorsun çok komik."
Zeynep ağzındaki lokmasını çiğnerken sinirle Kerem'e döndü. Onun umursamaz bir şekilde yemeğini yediğini görünce lokmasını yutmadan konuşmaya başladı:
"Çok komik cidden. Konuşmak için konuşuyorsun. Yok küsmüş yok sırtını dönmüşmüş!"
Kerem sandviçden koca bir lokma ısırıp yüzünde alaycı ve eğlenen bir ifadeyle Zeynep'e döndü:
"Boğulacaksın başıma iş açma senle bir daha uğraşmak istemiyorum. Lokmanı yut öyle konuş."
Zeynep lokmasını yutup gözlerini kısıp Kerem'e aynı alaylı ifadeyle baktı:
"Onu kendiniz uygulayın bence!Neyse zaten moralim bozuk sizinle uğraşıp daha da bozamam. Ben yokum gibi davranın. Yanınız boş mesela öyle düşünün."
"Düşünemem Zeynep yanımdasın ne yazık ki. Kalkıp başka yere oturursan olur."
"Dolmuş ya da otobüste değiliz. İnanın öyle olsaydı bir dakika yine durmazdım."
Zeynep konuştukça Kerem'in keyfi yerine geliyordu. Aynı keyifle suyunu içerken tek kaşını kaldırıp Zeynep'e bakıp arkasına yaslandı gözlerini kapattı. Sonra tek gözünü açıp Zeynep'e baktı:
"Şimdi susarsan sevinirim uyumam lazım çok yorucu bir hafta beni bekliyor. Bir de ben dolmuşa ya da otobüse binmem yani o söz benim için geçerli değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ "KİTAP OLDU" 4. Baskısıyla raflarda" #wattys2015
RomanceSiyah hep siyahtır. Öteki yüzü de doğru yüzü de... İki siyah bir araya gelirse peki? Geçmişi belirsiz tüm insanlık duyguları elinden alınan duygusuz bir kız ve geçmişi karanlık genç bir adam... İkisi bir araya gelirse siyahların savaşı başlar ve g...