35. Bölüm Niye Doğdun?

18.3K 980 286
                                    

"35.Bölüme hoşgeldiniz güzel #söy okurları.❤️❤️ Multimedyayı açın inanın pişman olmazsınız. Sanki bu bölüm için özel bir enstrümantal oldu. Kahveler hazır mı? Yapın hadi ☺️☕️ Çok severek yazdığım bir bölüm oldu neden bilmiyorum. O yüzden bu bölümün ithafı benim sessiz #söy okurlarıma gelsin. Daha öncede demiştim. Sadece tek bölümle kalmayacağım diye❤️ Yorumlarınızı tek tek atlamadan okuyorum ve çok mutlu oluyorum. Az kaldı yakında tüm yorumlarınıza ve mesajlarınıza döneceğim. Kış Masalının finalini yazıyorum o bitsin hop buradayım. Bu arada facebook da "Kış Masalının" resmî sayfası açıldı tabi yine ben açmadım. İlk duyurular artık oradan yapılacak. Sayfamıza bekliyorum👍Hepinizi seviyorum. İyi okumalar🌷

Zeynep odadan çıkar çıkmaz deli gibi çarpan kalbinin uğultusu arasında giderken ceketini dolaptan alıp hızla aşağı indi. Bahçeye çıkıp yağışlı ve soğuk havaya baktı. Kimsenin kendini görmemesi için için kuytu bir köşeye geçtikten sonra sigarasını yakıp içmeye başladı. Bir nefes çektikten sonra sinirle aldığı nefesini birden arkasını dönüp duvara attığı tekmeyle çıkardı. Dişlerini sıkarak ayağının ağrısına aldırmadan bir tekme daha savurduktan sonra boğuk bir şekilde bağırdı. Öfkesi dinmiyordu. Aptalın ta kendisiydi! Hatta beyinsiz! Hatta gerizekalı! Hatta iradesiz! Hatta hatta her şey! Aklına gelen her türlü pislik ne varsa kendisiydi! Ne öpmüştü o tipsizi!? Nasıl izin vermişti!? O yaptığı hareket neydi !? Kimsenin kendine yaklaşmasına izin dahi vermezken onunla birlikte olmuştu! Bu-bu tam bir zevzeklikti! Hatta o bile yanında az kalırdı! Hadi adam öptü çekilip gitseydi ya! Ya da tokat atsaydı eskisi gibi! Yok yapmamıştı tıpkı bir beyinsiz gibi adamı öpmüştü! Bu affedilir bir şey değildi! Sakin olmalıydı! Hayır ne sakini bu sakin olunacak bir durum değildi! Şu anda elinde olsa kendine tekme tokat girişirdi! Duvara attığı son tekmeden sonra ağrıyan ayağına aldırmadan bir kez daha vurdu:

"Kolay gelsin Zeynep hayırdır? Duvarla alıp veremediğin şey ne?"

Zeynep ateş saçan simsiyah bakışlarını konuşan kişiye çevirdi. İyi olmuştu bunun gelmesi en azından çatacak sinirini çıkaracak biri vardı karşısında:

"Sanane ha sanane! Senin ne işin var burada!? Hem duvar senin mi vururum vurmam sanane!"

"Tamam Zeynep sakin ol. Bir şey demedim. İyi değilsin anladım. Yine biri seni sinirlendirmiş. Gel bir kahve içelim sakinleş."

"Mert! Allah belamı versin dövecek adam arıyorum! Şu an kendimi zor tutuyorum! Şimdi çek git yoksa öyle bir girişirim ki feleğin şaşar! Bak bana ağzımı bozdurma sakın bir kelime dahi etme!"

Mert korkuyla gözlerini açıp Zeynep'e bakarken ne cevap vereceğini düşündü:

"Tamam Zeynep. Bak bana anlatabilirsin iyi bir dinleyiciyimdir."

Zeynep dişlerini sıkıp elindeki sigarayı yere attı. Mert'in dahi ne olduğunu anlamayacağı kadar kısa bir sürede yakasından tutup duvara dayadı. Buz gibi havaya inat ateş saçan gözlerini Mert'in gözlerine dikti:

"Sana ağzımı bozdurma dedim! Bana yaklaşma dedim! Daha önce de seni adam gibi uyardım! Duvarla ister sevişirim ister dövüşürüm! Bir daha bana yaklaşma soru sorma elinden geliyorsa bakma! Sen geldin madem ben gidiyorum! Ağzına s.çtığım birgün zaten burnumdan geldi bir de sen getirip bana bulaşma!"

Zeynep Mert'in yüzüne bir kaç saniye baktı yakasını bırakıp hızla oradan uzaklaştı. Hastaneye girdiğinde etrafına bakmadan hızla yürürken odasına girip kendini bekleyen işlerin başına geçti. Kimseyi dinlemeden görmeden duymadan hızla ve öfkeyle işini yaparken vaktin nasıl geçtiğini anlayamadı. Saatine baktı yarım kalan diğer işlerini o şekilde bırakıp kaskını eline aldığı gibi hızla hastaneden ayrıldı. Engin hocanın arkasından kendine seslendiğini duymadan.

SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ "KİTAP OLDU" 4. Baskısıyla raflarda" #wattys2015 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin