Güneş tüm gücüyle odamın içini aydınlattığında beni de uyandırabilmişti. Işık gözümü alırken arkamı döndüm ve yüzümü yastığa gömdüm. Havanın güzelliği şimdiden belliydi. Insanın içini ısıtacak ve enerji verecek bir etkisi vardı.
Birkaç dakika yatakta dönüp kendime gelmeyi bekledim.
Sonunda derin bir nefes bırakıp doğruldum ve sırtımı başlığa yasladım. Gözlerimi ovarken saati merak etmiştim.
Başım çok ağrıyordu, susamıştım ve çok yorgun hissediyordum.
Öyle boş boş odamı izlerken aklıma dün gece gelmişti. Anında gülümsedim.
Zayn ile konsere gitmiştik, eğlenmiştik ve öpüşmüştük. Karnımdaki krampları hissedince parmaklarımı dudaklarıma götürdüm. O tatlı heyecanı iliklerime kadar hissediyordum.
Mükemmeldi.
Gülümseye devam ederken aklıma gelen şeyle yüzüm solmuştu.
Ben eve nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Eğer Justin bir şeyler gördüyse- görmüş olması önemli değil şüphelense bile ben biterdim. Telaşla içim yanmaya başlarken hemen kalktım ve odamdan çıktım. Abimi merak ettiğim için yavaşça odasına girip kapısını açtım.
Annemin yeterince erkeksi olduğundan emin olduğu ağır parfüm kokusu bir kenara odası benim odama göre bile son derece düzenliydi. Yetişkin ve normal olma işini benden daha ciddiye alıyor gibiydi.
Ama iyi haber; abim uyuyordu.
Demek kimse bir şey anlamamıştı.
Rahat bir nefes bıraktım.
Odama dönüp yaklaşık yarım saatimi hazırlanmak için ayırdım. Odamı topladım, banyodaki işlerimi hallettim ve üstümü değiştirdim.
Dün akşam giydiğim kıyafetlerimle uyumuşum. Eve nasıl girdiğimi hatırlamamam bende büyük bir belirsizlik yaratmıştı. Bende yarattığı stres yüzünden düşünmemeye çalışıyordum.
Saçlarımı taradıktan sonra maşayı fişe taktım ve bekledim.
Telefonuma baktığımda saat sekize geliyordu. Zayn de hiç mesaj atmamıştı.
Üzüntüyle kaşlarımı çattım ve aynanın önünde biraz daha vakit harcadım.
Bir an önce okula gidip Zayn ile konuşmalıydım. Öpüştükten sonra tekrar şarkıları dinlemeye ve dans etmeye devam etmiştik. Ve birkaç shot daha..Başka hiçbir şey hatırlamıyordum.
Odamda işimi bitirip salona indiğimde abim ve babam masada oturuyorlardı. Yanlarına gidip oturdum.
"Günaydın."
"Sana da günaydın."
Çayımı koyarken abime ve babama baktım.
İkisi de gayet normaldi.
Harika. Şansın tekrar benden yana dönmüş olmasına inanamıyordum.
"Nasıl oldun Deb?" diye sordu babam. Anlamsızca ona baktığımda çay fincanını bırakıp ellerini birleştirdi. "Dün akşam başın ağrıyordu ya."
"Haa... Evet. İlaç içinde uyudum hemen, çok iyiyim şimdi."
"Sevindim. Akşam merak edip yanına gelmek istedim ama kapın kilitliydi."
Çifte siktir.
Abim hemen başını kaldırıp bana baktı. Açık vermemek için sakin kalmaya çalıştım.
"Kilitli mi kalmış? Aaa.." dedim yalancı bir tavırla.
Abimin yüzünü fark edince yutkundum. "Üstümü değiştirirken kilitlemiştim. Açmayı unutmuşum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deb's Game || Malik
Fanfiction"Kötü kızları yargılamak kolaydır çünkü onların hikayesi asla anlatılmaz, Malik." ✨ ─ IRWINSLOTUS & NATURALMALIK Kapak Tasarımı: Flawless Graphic [10022021 #1 malik]