21 ➸ Concert Night

278 34 38
                                    

Odamda heyecanla dört dönerken aklım Zayn'deydi. Saat sekizde camdan atla demişti bana ama endişeden düşünmeyi bile başaramıyordum. Of.

Çok gerilmiştim.

Justin'e verdiğim sözü hem onun için hem kendim için tutmaya çalışıyordum. Elimden gelen her şeyi yapacaktım çünkü o beni büyük bir bataklıktan çekip çıkarmıştı.

Ama Zayn ile konuşmamı yasaklamasına uyamıyordum maalesef.

Ne yapayım? Tutamıyorum kendimi.

Derin bir nefes alıp masanın üstündeki kitaplarımı aldım ve abimin odasına yürüdüm. Artık sürekli ders çalışıyordum gözüne girmek için.

Kapısını tıklattım ve bekledim. Gelmemi söyler söylemez hemen içeri girdim.

Aynanın önünde süsleniyordu..Gözlerimi kısıp onu izledim.

"Ne oldu Deb?"

"Ödevlerimi bitirdim."

Kitaplarımı alıp ona gösterdiğimde bütün sayfaları tek tek kontrol etti. Gülümseyerek bana geri verdi.

"Aferin."

Ceketini düzeltti. Parfümünü sıktı ve saçlarını geri yatırdı.

"Nereye?" diye sordum meraklı meraklı.

"Sana ne?"

"Yaa..Merak ediyorum. Niye böyle tersliyorsun ki?"

Göz devirdi.

"Randevuya mı çıkıyorsun?" diye sordum sinsice gülerek.

"Bana bak-"

Kıkırdadım. "Neden söylemiyorsun? Sen mutlu olursan bende mutlu olurum. Kız kim? Tanıyor muyum?"

"Hayır."

"Taktik falan istersen bana danışabilirsin." dedim sevimli bir gülümsemeyle.

Hemen gözleri büyüdü. "Aman! Yok istemez."

"Ama kalbimi kırıyorsun.."

"Senin vereceğin taktikle en fazla kızı kendimden soğuturum."

Çocuk gibi kaşlarımı çatıp kollarımı birbirine bağladım. "Abim misin düşmanım mısın belli değil."

"Şaka şaka."

Yanıma gelip yanağımı sıktı.

"Böyle uslanman gözlerimi dolduruyor."

"Sözümü tutuyorum. "

"Sana faydası olacak emin ol." dedi ve yanaklarımı okşadı.

Kollarımı karnına sarıp başımı omuzuna yasladım. O benim gerçekten sahip olduğum tek kişiydi.

"Tamam sen çok da şey yapma." Vücutlarımızı ayırdı ve bana baktı. "Sakın yumuşayacağımı falan sanma. Bundan sonra böyle."

"İyi.."

"Ben gecikirim biraz. Babama da söyleyeceğim sen yatana kadar bekleyecek."

"Ama yok artık ya!"

Omuzlarımı düşürüp kaşlarımı çattım.

"Telefonunu ver."

Cebimden çıkarıp ona uzattım.

"Hiç arkadaşım olmadığı için arayıp soracak kimsem yok merak etme."

"Ben sana inanır mıyım sence?" dedi burnumu sıkıp.

Justin ne ara bu kadar çakal olmuştu?!

Deb's Game || MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin