-Medya, Nico-
/ / / Miranda / / /
Yüzüme vuran sinir bozucu güneş ışınları sayesinde huzursuz bir şekilde uyandığımda vücudumun resmen ter bastığını fark ettim. Fazla soğuğun iyi olmadığı gibi, fazla sıcağın da iyi olmadığını düşündüm. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak nerede olduğumu hatırlamaya çalıştım. Katerich Oteli'nde bir odada...
Yanımda hala uyumakta olan Nico'ya baktım bir süre. Güneş ışınları, önünde ben olduğum için ona vurmuyordu, bu yüzden de hala uyuyabiliyordu. Belime doladığı kollarını ittirip yataktan kalktım ve pencerenin önüne giderek perdeyi örttüm. Apollon sinirimi bozuyordu, güneşin bu kadar rahatsız edici olması gerekmiyordu. Sanki inadına yapıyordu, Flynn bana lanet mi okumuştu acaba?
Bu şekilde saçmalamayı bir an önce kesmeyi düşündüm içten içe. Düşünecek daha önemli sorunlarım vardı. Kamptaki isyan, Travis ve Skylar, Leanna'nın başının arkasına aldığı yara, Helia, Grey, Avery, bez bebeğim ve... Kesinlikle üzerime giyecek bir şeyler.
''Hadi kalk artık'' dedim Nico'yu omzundan sarsarak. Nico gözlerini araladı.
''Ihmm hımm...'' diye bir ses çıkardı Nico yüzünü yana çevirip.
''Nico, uyanman ve bana giysiler getirmen gerek. Hadi ama!'' diye sızlandım ve Nico'yu tekrar sarstım.
''Aman tamam be!'' diye bağırdı Nico. ''Sana da giysine de...'' diyerek yatakta doğruldu.
Güldüm. Çok şirin bir Hades meleziydi. Çooook...
''Dışarıya bu halde çıkarsam başıma çok kötü şeyler gelebilir. Bunu istemezsin değil mi?'' dedim gözlerimi kısıp Nico'ya bakarak.
''Hayır, hayır istemem'' dedi Nico en sonunda. Uzanıp sol yanağını öptüm.
''Çok nazik birisin'' dedim. Gülümsedi. ''Lütfen dar paça, siyah, yırtık kot pantolon olsun, tamam mı?''
''Pekala... Ama bunun için tişörtümü geri almam lazım'' dedi ve üzerimdeki tişörtün ucundan tuttuğu gibi çıkardı. Sonra, bana bakmaya başladı. Omzuna yumruk attım.
''Sapık şeyler düşünmeyi kes ve bana giysi getir yoksa perdeden elbise dikeceğim'' dedim sinirle.
''Tamam'' dedi Nico en sonunda bana bakmayı kesip. Tişörtünü giydi ve gerindi. ''Anahtar kartım olmadığı için bana kapıyı içeriden açman gerekecek, tamam mı? Kapıyı üç kez tıklatacağım, sakın başka birine açma. Hele ki bu halde, kimseye görünme'' dedi Nico ciddi bir tavırla ve odadan dışarı çıktı.
Nico gittiği anda kendimi geniş yatağa attım ve tavanı izlemeye koyuldum.
/ / / Nico / / /
''Hadi ama, bence çok yakıştı'' dedim Miranda'ya.
''Kapa çeneni!'' diye hırladı Miranda hızlı hızlı yürürken. ''Bilerek yapıyorsun değil mi?''
Hafifçe güldüm. İkimiz birlikte otelden saklanarak çıkmış, Miranda'nın isteği üzerine bir kafeye gidiyorduk. Miranda, getirdiğim giysileri pek beğenmemiş olmalıydı çünkü sürekli beni tersliyor ve görmezden gelmeye çalışıyordu. Sanırım onu sinirlendirmiştim ama bence ona getirdiğim giysiler, çok yakışmıştı. Pofuduk, kapşonlu, üzerinde beyaz bir kedi olan pembe bir swetshirt, dar paça açık renkli bir blucin ve kahverengi, bağcıklı yürüyüş botları. Miranda üst kısmını pek beğenmemişti sanırım.
''Pembe sana yakışıyor'' dedim ve kendimi tutamayarak bir kahkaha attım. Miranda'nın öfkeyle parıldayan gri gözleri üzerimde sabitlendi.
''Çok pisliksin Nico'' dedi sert bir sesle ve arkasını dönüp hızlı hızlı yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hermes'in Kızı 2 |Nico di Angelo|
FanficHermes'in Kızı Serisi, İkinci Kitap |Melez İsyanı| İşte karşınızda tekrar Miranda Crawe. Yine mi bu dediğinizi duyar gibiyim ama, elden ne gelir... Neyse. Miranda Crawe diyorduk. Kış mevsiminde eski yetimhanesine gitmek yerine Melez Kampı'nda kalmay...