19- Flüt Hırsızı

4.2K 278 270
                                    

-Medya, Miranda ve Nico-

/ / / Miranda / / /

Hiçbir şey hissetmiyordum. Hiçbir şey. Zombi gibiydim. Gözlerim her zamankinden de boş bakıyordu şimdi etrafa, çünkü görülecek değerde bir şey yoktu. Dağınık ranzalar, tozlu zemin, kime ait olunduğu bilinmeyen eşya birikintileri, bir şeylerin arasından veya içinde sarkan başka şeyler. Değerli ve değersiz her şey, çalıntılar. Hermes'in çöplüğü...

Kendi ranzamın önüne çökmüş hiçbir şey demeden bunları düşünüyordum işte. Hançerimle tozlu zemine, istemsizce küçük kesikler açıyordum. Ellerim sabit kalamıyordu. Sessizlik vardı kulübede, ki bu oldukça garipti. Liz yoktu, nerede olduğunu da tam olarak bilmiyordum. Büyük bir şakaya hazırlık yapıyordu en son. C&C Joke Shop mağazasından aldığım eşyalarını kullandığını görmüştüm. Kafamı salladım ve tekrar boş boş bakınmaya başladım. Valerie'nin günlüğü, Ronald'ın geçen akşamki kart oyununda kazandığı yeni ceketi... Acaba o ikisi neredeydi? Ya Daniella? Onun saksı toprağı da camın önünde duruyordu. Hiç anlamıyordum, ikimiz birlikte o kadar çalışmamıza rağmen o topraktan bir şeyler çıkarabiliyordu da, ben neden yapamıyordum? Sanırım buna sabır ve azim deyip geçebilirdim...

''Evet Mary, ne düşünüyorsun?'' dedim karşı duvara yasladığım ve normal boyutlara getirdiğim asama bakarak.

Bir daha beni yere fırlatıp gidersen bu asayı terk ederim! diye cırladı Mary.

Evet, cidden bende bizi unuttuğuna inanamıyorum, dedi Roby alınmış bir sesle.

''Üzgünüm çocuklar...'' diye mırıldandım. ''Kafam öylesine karışıktı ki...''

Sorun değil. Senin için endişeleniyorum Miranda, dedi Roby anlayışlı bir şekilde.

''Kendimi berbat hissediyorum. Hiçbir şey yok sanki... Berbat bile beni tanımlamaz. Ah, sizde oradaydınız değil mi! Tanrılarım, neden ben? Roby, sadece onu sevmiştim ben!'' diye söylendim tekrar.

Eh, senin yerinde olsam onu bir kez dinlerdim en azından, dedi Roby öğütler gibi.

Aman be, ne dinleyecek? Onu aldatmış işte, koy götüne tekmeyi gitsin! dedi Mary bilmiş bilmiş.

Mary, cidden ama cidden çok duygusuzsun. Kaba ve terbiyesizsin! dedi Roby sinirle.

Sen kendini onun yerine koy biraz! Kim bilir dinlese ne yalanlar uydurur da kendini affettirmeye çalışır. Sonuçta Mirmir onu hala seviyor, mutlaka affeder onu bu beyinsiz. Bana şantaj yaptılar bile diyebilir. Çünkü bunlar erkek! dedi Mary aynı özgüven dolu sesle.

Sen bir uyusana ya, dedi Roby Mary'ye aksi bir sesle.

''Tamam, tamam çocuklar. Boşverin. Teşekkürler Roby, bu arada ben beyinsiz değilim Mary!'' dedim derin bir nefes alıp.

Ben acıktım! Bize fare getirsene, dedi Mary.

''Peki, zaten bu akşam da yola çıkmak için hazırlık yapmam gerek. Kendime bir yolculuk çantası bulmam lazım. Size de yol üstünde görürsem birer fare getireceğim. Ya da en iyi ihtimalle Demeter kulübesine uğrayıp alırım'' dedim sakin bir sesle.

NEREYE GİDİCEEEEZ! FARELİ KÖY'E Mİ? diye heyecanla sordu Mary.

Tanrım! Kes sesini Mary! dedi Roby bıkmış bir sesle.

Etrafta duran çalıntı eşya yığınlarından birinden mavi, küçük ve plastik bir kap buldum. Onu elime alıp tozlarını sildim ve içine ılık su doldurdum. Asayı dayadığım duvarın yanına gittim ve asanın baş kısmına iki kez hafifçe vurarak kolye formuna getirdim.

Hermes'in Kızı 2 |Nico di Angelo|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin